Allah'u Teâla (C.C)bütün yeryüzünü insanların emrine âmade etmiş ve “Nimet olarak size ulaşan ne varsa Allah’tandır.” Ayetinde ifade edildiği gibi onlara sayısız nimetler vermiştir. Başka bir Ayet-i celile’de Yüce Allah(C.C) şöyle buyurmaktadır! “Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız onları sayamazsınız. Hakikaten Allah çokça bağışlayan, merhamet edendir.”
Bütün bu nimetlerin karşılığında Allah'u Teâla (C.C) kullarından şükretmelerini beklemektedir. Şükür; iyilik edenin ve nimet verenin kadir, kıymetini, yani değerini bilip bunu insanlara göstermek, iyilik ve ihsanda bulunanı övmek anlamlarına gelir. Davranış olarak şükür ise; Allah’ın kullarına verdiği nimetlerin etkisinin onların dillerinde övgü, kalplerinde sevgi, azalarında da itaat olarak ortaya çıkmasıdır.
Nimete şükredince hem eldeki nimet yok olmaktan kurtulur, hem de yeni nimetlere kavuşma imkânı bulunur. Nitekim Allah'u Teâla “Şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım" buyurmaktadır. Kul şükredebildiği müddetçe kulluk makamında kalır. Şükürden uzaklaşan bir insanın kulluk bilincini yitireceğini çok iyi bilen şeytan, bunun için çalışacağını vadetmekte ve Allah’ın huzurunda şöyle söz vermektedir! “Onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve onların çoğunu şükredenlerden bulamayacaksın.”
Allah'u Teâla( C.C ) Kur’anı Kerim'de şöyle buyurmaktadır! “Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve gönüller veren O’dur. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” Alınan her nefese en az iki şükür gerekirken, O’nun vermiş olduğu nimetlerle kuşatılan insanoğlunun bunları görüp şükretmemesi ancak nankörlükle ifade edilebilir. Hz. Ali’ye atfedilen bir sözde şöyle denilmektedir: “Bazıları korktuğu için ibadet eder; bunlar köle gibidir. Bazıları umduğu için ibadet eder; bunlar tüccar gibidir. Bazıları da şükür için ibadet eder; işte bunlar seçkin kimselerdir.” Bu bağlamda Peygamber Efendimizin örnekliği de manidardır. Hz. Aişe validemiz şöyle anlatıyor! “Resul-i Ekrem (S.A.V) geceleyin kalkıp ayakları şişinceye kadar namaz kılardı." Bunun üzerine ona; Ey Allah’ın Resulü, bütün günahların bağışlandığı halde niye böyle kendini yoruyorsun diye sordum. Bana "Ey Aişe, Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı? Diye cevap verdi.”
Unutulmamalıdır ki, şükretmek kişinin kendi yararına olan bir harekettir. Çünkü Ayet-i Kerime'de şöyle buyurulmuştur. “Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur.”
Başka bir Ayet'i Kerime'de Yüce Allah (C.C) şöyle buyuruyor. "Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım.”
Yarabbi Seni anıp zikretmek, verdiğin nimete şükretmek, sana lâyık olacak şekilde ibadet etmemiz için bizlere yardım et amin!
Allah'ın rahmeti ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
Sevgi ve muhabbetlerimle...
Mehmet KORKUTATA
|