Yüce Dinimiz okumaya ve araştırmaya büyük önem vermektedir.Cenab-ı Allah ayet-i Celile de mealen şöyle buyurmaktadır! Yaratan Rabbinin adıyla oku. O insanı pıhtılaşmış kandan (alak'tan) yarattı. Kalemle öğreten, insana bilmediğini öğreten; Allah en büyük kerem sahibidir.
Nitekim Cenab-ı Hak ilk inen ayetlerde Peygamber Efendimiz (S.AV.) ve onun şahsında tüm müslümanlara okumayı emretmiştir. Onları kalemle yazmaya ve ilim de derinleşmeye teşvik etmiştir. Ancak emredilen okumanın konusu belirtilmemiştir. Çünkü okunması istenen yalnızca kendisine indirilen vahiyle sınırlı değildir. Başta kâinattaki ayetler olmak üzere tüm âlem hakkında inceleme yapılıp bilgi edinilmesi ve hakikatının anlaşilması istenmiştir.
Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) bizat kendisi ilim öğretme ve ilimle amel etme örnekliğini göstermiştir. Henüz Mekke'de iken birinci Akabe biatından sonra Medine'li müslümanların eğitimiyle ilgilenmiştir. Kur-an öğretmek üzere Mus'ab bin Umeyri Medine'ye muallim olarak göndermiştir. Rehberimiz (S.A.V.) Medine'ye yerleştiğinde de büyük çapta bir bigilendirme ve bilinçlendirme faaliyeti başlatmıştır. Alah Resul-ü Medine'de Mescid'i Nebevi inşasının tamamlanması üzerine sadece ilim talebeleri için SUFFE denilen özel bir mekân ayırmıştır. Okuma yazma ve Kur-an öğretilen bu eğitim yuvasında pek çok âlim Sahabi yetişmiştir.
Eğitmemiz ve ilim öğretmemiz gerekenlerin başında gözümüzün nuru ve ciğerpare çocuklarımız gelmektedir. Çocuğa verilecek ilk ve en iyi terbiye aile ocağında başlar, okulda gelişir ve toplumda yaygınlaşır. İyi ve kötü alışkanlıklar, genellikle çocukluk ve gençlik çağında edinilir. Çocukların faydalı bir insan olmalarında temel unsur; aile okul ve çevredir.
Fahr-i Kâinat Efendimiz Hz. Muhammed (S A.V.) İlim öğreten kimseye onların sevabında bir eksilme olmaksızın ögrettiği ilimle amel edenlerin kazandıkları sevap kadar verilir buyurmuştur. İlme susamış nice insanlar vardır ki, onlar ilmi alır, aynı zamanda da bu ilmi işler ve başkalarının da istifadesine sunar. Bazı insanlar sadece ilmi kendi kişisel gelişimi için öğrenir. Kimileri de ilme hiç ilgi duymaz. Sorumluluk sahibi kimseler, ilmi ve bilgiyi insanlarla paylaşır. Toplumun ilim ve bilgi ile yükselmesine katkı sağlarlar.
Rehberimiz, Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) şöyle buyurdular. "Ya öğreten, ya öğrenen, ya da dinleyen ve yada seven ve destekleyen ol. Beşincisi olma helak olursun!
Bu gün islam coğrafyasında hepimizin içini burkan zulümler, haksızlıklar yaşanıyor. Öncelikle Filistin'de, Arakan'da, Suriye'de, Afrika'da, dünyanın bir çok yerinde siyonistlerin zulmü artarak devam ediyor.
Bu zulümlerin kaynağı dinsizlik ve cehalettir. İslam dini cehaletle birlikte yoluna devam etmesi mümkün olmayan bir dindir. Dolayısıyla bu din ilimle özdeşleşmiş ve ancak ilimle aydınlanabilecek bir dindir. Bunu şimdiki ve gelecek nesle jenerasyona en ince detayına kadar öğretmemiz gerekiyor ve aksi durum felaket ile sonuçlanır. Rabbim siyonistlerin islahı mümkün ise ıslah etsin, yok eğer mümkün değilse KAHHAR ismi şerifleri hürmetine kahru perişan eylesin inşallah!
Âminnn, âmin, yamuîn.
Allah'ın rahmeti ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
Sevgiyle kalın
Mehmet Korkutata
|