Kur'anı Kerimde kadının toplum içindeki konumundan ve Allah katındaki değerinden, haklarından bahseden çok sayıda ayet vardır.
İnsanlığın annesi Hz.Havva'dan itibaren tarihte iz bırakan nice kadın Kur-an da anlatılır.
"İmanı ve cesaretiyle Hz.Asiye
İffeti ve sabrıyla Hz.Meryem
Sadakati ve teslimiyeti ile Hz. Hacer" bütün müslümanlara örnek şahsiyetler idi.
Sevgili Peygamberimize ilk inanan ve onu bütün gücüyle destekleyen Hz.Hatice annemizdir.
Yüreğindeki tevhit aşkıyla islam yolunda ilk kadın şehit Hz.Sümeyye dir. Peygamber efendimizin hanesinden ilmi, sünneti ve hikmeti insanlığa taşıyan ise Hz. Aişe annemizdir. "Bu nadide örneklerin ışığında dinimizin, milletimizin ve medeniyetimizin kadına bakışı daima onun saygınlığını ve haklarını korumak üzerinedir." Kadına dair nerede köhne bir anlayış ve zalim bir davranış varsa o cahiliye döneminin kalıntısıdır.
Ayet-i Kerime'de ey insanlar; "Kadınların haklarına riayet ediniz, Onlara şefkat ve sevgi ile muamele ediniz. Onlar hakkında Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim." Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız, "onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz." Kız çocukları doğduğunda babasına cennet kapıları açılır ve evlendiğinde kocasının iman'ının yarısı tamamlanır. "Anne olduğunda ise cennet ayaklarının altına serilir."
Ayet-i Kerime'de Yüce Rabbim'iz ey insanlar; Şüphe yokki, biz sizi bir erkek ve bir dişi'den yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. "Allah katında en değerli olanınız, Ona karşı gelmekten en çok sakınanızdır." Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
Peygamber efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurdu? Bilinizki, sizin hanımlarınız üzerinde hakkınız olduğu gibi, hanımlarınızında sizin üzerinizde hakları vardır.
İnsan akıllı, sorumluluk sahibi ve en şerefli varlık olmakla, Allah katında özel bir değere sahiptir. Elbette insan oğlunun erkek ve kadın olarak farklı niteliklerle yaratılmasında sayısız hikmetler vardır. Ancak şu bir gerçektir ki, kadın ve erkek insan olma itibari ile aynı şerefi paylaşır! Kul olma itibarı ile de aynı sorumluluğu üstlenir. Allah'ın rızasına uygun bir şekilde yaşamak ve dünyada iyilik adalet ve merhametin yayılması, kötülük, zulüm ve haksızlığın önlenmesi için çalışmak hem kadının ve hemde erkeģin vazifesidir.
Yüce Rabbimiz! Mümin olarak, erkek veya kadın her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar buyurmaktadır.
Her insan en temel hakları ile doğar ve cinsiyeti yüzünden bu hakları bir insandan esirgemek islam'ada insafa da sığmaz. Sırf kız olduğu için bir çocuğun doğumuna üzülmek, onu hor görmek, eğitimden mahrum bırakmak, zorla ve küçük yaşta evlendirmek zulümdür. Halbuki dört kız babası olan Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) kız çocuklarımızın bizim için rahmet ve mağfiret vesilesi olduğunu müjdeler.
Annelerimiz ise; bizim sevgi kaynağımız ve dua kapımızdır. Emeğinin hesabını tutmayan, karşılık beklemeden veren, "ayaklarının altına cennet serilen" her anne, iyiliği ve ihsanı hak eder.
Eşimiz dünya hayatının yükünü birlikte taşıdığımız, üzüntü ve kedere birlikte katlandığımız dert ortağımızdır.Yuvamızı sevincimizi ve mutluluğumuzu paylaştıgımız hayat arkadaşımızdır.
Bugün insanlık her konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da çetin bir imtihandan geçiyor. Dünyanın bir çok yerinde savaş, "şiddet ve zorbalık herkesten çok kadınları vuruyor." Acıyla kıvranan, hapsedilen, göçe zorlanan kadınlar yardım bekliyor.
Ne acıdır ki "şiddet, istismar ve kadın cinayetleri her geçen zaman artarak devam ediyor."
Yarabbi bize emanet edilen eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle, "Aminn yamuin."
Allah'ın rahmeti ve bereketi Hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
Sevgiyle kalın
Mehmet Korkutata
|