Cenab'ı Allah (C.C.) insanın ferdî ve toplumsal hayatı ile ilgili kurallar, ilkeler, emirler ve yasaklar koymuştur. Kullarına elçiler göndermek suretiyle nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini de göstermiştir. Bu çağrıya kulak verilmemesi durumunda ise, hem bu dünyada hem de uhrevi âlemde insanı bekleyen sonuçlarıyla alakalı uyarılarda bulunmuştur.
Allah’ın koyduğu emir ve yasakların özüne bakıldığında görülecektir ki, bütün emir ve yasaklar bizim hem bu dünyamız hem de ahiret hayatımız için faydamıza olan şeylerdir. Çünkü bizi yaratan, bizi bizden daha iyi bilmektedir. Bundan dolayı, insanın bu sınırlar içerisinde kalması en doğru yol olarak görülmektedir.
Günümüzdeki problemlere dikkatlice bakıldığında, pek çoğunun kural ve ilke tanımamaktan ileri geldiğini görürüz. Mesela, çağımızın hastalığı olan obezite, aşırı yemenin ve midenin sınırlarının zorlanması sonucu ortaya çıkan bir problem değil midir? İşlenen cinayetler, hırsızlıklar, ırza tecâvüzler ve benzeri haksızlıklar, rahatsızlıklar insanların nefislerine ve hırslarına yenilmeleri ve haddi aşmaları neticesi değil midir? Nice kavga ve düşmanlıklar, dilimizin sınırlarını zorlayarak ağzımızdan çıkardığımız kötü ve uygunsuz sözlerin sonucu değil midir? İşte böyle, sosyal ve dinî hayatımızla ilgili kuralları ihlal ederek ve sınırlarımızı aşarak maâlesef dünya ve ahiret saadetimizi kaybediyoruz.
Haddi aşanlardan olup olmadığımızı nasıl bileceğiz? Hayatımızı hangi ölçülere göre yaşarsak sınır ihlali yapmamış oluruz? Bu ve benzeri sorulara verilebilecek en doğru cevap şudur! Helal ve haramı, iyilik ve kötülük bilincimizi koruyarak, ancak dengeli, uyumlu ve mutlu bir hayat sürdürebiliriz. Yüce Rabbimiz; “Peygamber mü’minlere iyiliği emreder, kötülüğü ise yasaklar. Aynı şekilde onlara temiz şeyleri helal, pis ve murdar şeyleri de haram kılar, buyurmaktadır." Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)’in bizlere gösterdiği yoldan gittiğimizde haddi aşmamış ve bize zarar veren her şeyden korunmuş olacağız.
Tüm bu uyarılara rağmen haddi aşanlar için de Rabbimiz yine engin rahmet kapısını ardına kadar açarak; “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir” buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)hâdisi şeriflerinde!
"Hayır sizin büyüklerizle beraberdir buyurmuşlardır."
Büyüklerimiz de “Zararın neresinden dönülürse kârdır.” Telkinin de bulunarak hata ve günahta ısrar etmememiz ve gecikmiş bile olsak yanlıştan bir an önce dönmemiz gerektiğini ifade etmişlerdir.
Yarabbi haddini aşma cürretkârlığında bulunan idareci, yönetici, asker, polis ve stk, yöneticilerini hiç bir şekilde görev yapma iradesi nasip etme, onlara yönetme fırsatı verme inşallah.
Devlet yönetiminde, askeri yönetimde, polis teşkilatında, milli eğitimde, yerel yönetimlerde, stk'lar da, hülâsa Devletin bütün kademelerinde görev nasip edeceğin bütün yönetici ve çalışanları nâmuslu,ahlâklı, dürüst, Vatan ve millete hizmet bilinciyle çalışma azmi ve kudreti nasip et, şaşırtma Yarabbi.
Ya Rabbi, bizleri haddi aşanlardan eyleme. Haddi aştığımızda da hata ve günahlarında ısrar etmeyen, tevbe eden ve tevbesi kabul olunan kullarından eyle inşallah!
Sevgi ve muhabbetlerimle...
Mehmet KORKUTATA
|