Konuşma tarzı insanın kişiliğini yansıtan bir aynadır. Kalbin hissiyatı ise; zihindeki düşünceler, arzu ve talepler konuşmayla anlaşılır. İnsan konuşmasına göre itibar kazanır veya yadırganır. İşte bu yüzdendir ki, yüce dinimiz güzel konuşmaya teşvik eder ve sözün kötü olanından sakındırır.
Güzel konuşma neyi, nerede, ne zaman, kime nasıl söyleyeceğini ve bilerek yapılan konuşmadır. Güzel konuşma “Allah’a ve ahiret gününe inanan kişi, ya hayırlı konuşsun ya da sussun.” Çünkü çoğu kimsenin hiç sakıncası yok zannettiği nice sözler vardır ki, sahibini zor durumda bırakır. Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) sıklıkla dile getirdiği "Allahım! Dilimin sebep olduğu kötülüklerden sana sığınırım” şeklindeki duası bu hususu dile getirmiştir.
Allah'u Teâla (C.C) Ayet-i
Kerime'de şöyle buyuruyor!
“Görmedin mi? Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? Güzel bir söz kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. Bu ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah, insanlara misaller getirir.”
Hiç şüphesiz insanı insan yapan özelliklerin başında dil gelir. Dil vardır, tatlıdır; yılanı deliğinden çıkarır ve gülümsetir yüzleri. Aynı şekilde dil vardır ki, yumuşaktır ve kalbi sevgi ile doldurur. Dil vardır ki, acımasızdır, gözyaşlarına boğar. Dil vardır ki, yılan gibi sokar ve gönülde kapanmaz yaralar açar. İnsanı insana düşürüp nefrete büründürür. Dil vardır ki, yalancıdır, olmayanı ballandırır. Sır tutmayı bilmez, kimi zaman bıçak gibi saplanır yüreğe!
Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyuruyor!
“Allah’a ve ahiret gününe inanan kişi ya hayırlı konuşsun ya da sussun.”
Sahabelerden biri Peygamberimiz (S.A.V)’e “Ya Resûlallah bana sımsıkı sarılacağım bir iş tavsiye et” dediğinde, Efendimiz, “Rabbim Allah’tır, de ve dosdoğru ol” buyurmuştu. Aynı sahabe; “Hakkımda en çok korktuğunuz şey nedir?” diye sorduğunda Peygamber Efendimiz (S.A.V.) eliyle dilini göstererek; “İşte bu!” demişti.
Böylece Allah Resûlu, konuştuklarımıza dikkat etmemiz ve dilin hakkını vermemiz gerektiğine işaret ediyordu.
Görüşler farklı olsa da adabına uygun konuşmak olumlu etki bırakır ve dostluğa zemin hazırlar. Adabına riayet etmeden konuşmak ise dinleyenler açısından tam bir eziyettir. Yerinde ve güzel anlamlı cümleler sarf etmek varken yalan yanlış ve akla her geleni konuşmak çoğu zaman gönüllerde derin yaralar açar. Ecdadımızın, “Bıçak yarası geçer amma dil yarası geçmez.” sözü bu konuda ne kadar da mânidardır değil mi?
Konuşma âdâbına riayet edenlerin güzel neticeler elde edecekleri Yüce Kitabımızda şöyle haber verilmektedir. “Görmedin mi? Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? Güzel bir söz kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. Bu ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah, insanlara misaller getirir.” Şu âyette de dilini kontrol altında tutmayanların karşılaşacakları olumsuz akıbete işaret edilir. “Kötü bir sözün durumuda yerden koparılmış ve ayakta durma imkânı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir.”
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) konuşmalarını sevgi, şefkat ve merhamet dolu bir gönül, mütebessim bir çehre ile yapmıştır. Sürekli kendisi konuşmamış, muhataplarının da konuşmasına fırsat tanımıştır. Onun bu tavrı nice kasvetli kalpleri yumuşatmış ve nice gönüllerde sevgi tomurcuğu açmasına vesile olmuştur.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) Müslümanı “Elinden ve dilinden insanlara zarar gelmeyen kişi” olarak tanımlamıştır. Öyleyse, O'nun bu tanımına lâyık olma gayreti ile hareket edelim. Konuşmalarımızla insanlara rahatsızlık ve bıkkınlık vermeyelim. Sözlerimiz hikmetli ve ibretli, sözlerimizin rotası da insan onuru ve haysiyetini yüceltmek olsun. Güzel ve anlamlı sözlerimiz hayırlı ve faydalı işlere dönüşsün. Dedikodu, gıybet, su-i zan ve çirkin sözlerle hem insanlar hem de Allah katındaki değerimizi düşürmeyelim.Mâkalemi Yunus Emre’nin, sözün gücünü anlatan şu veciz ifadesiyle bitirmek
istiyorum! Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağılı aşı, bal ile yağ ede bir söz.
Allah'ın rahmeti ve mağfireti hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
Sevgi ve muhabbetlerimle!
Mehmet KORKUTATA
|