İnsan fikri ruh ve bedensel ihtiyaçlarını meşru yollardan tatmin etmek zorundadır. Aksi halde fikren şüphe ve tereddüde, ruhen bunalıma, bedenen de zaafiyete ve güçsüzlüğe maruz kalır. Böyle bir durumda hem dini ve hem de bedeni sorumluluklarını yerine getiremez olur. Ayeti Celile de görüldüğü gibi; Allah'ın yarattığı her şeyin meşru yoldan ve ihtiyacı kadar tüketilmesi emredilmiştir. Ancak bu aşırı ve taşkınlık derecesine varmamalıdır. Zira israf noktasına varan tüketimin zararları ferdi aşarak aile ve topluma yansır. Bu da haramdır.
Eğer dünya'da yaşayan herkesin boşa harcadığı zaman, enerji ve emek hesaplansa, dünya da açlık ve yoksulluk içinde kıvranan milyonlarca insanın ihtiyaçlarına kâfi gelebilecek zaruri maddeler kolayca tedarik edilmiş olurdu. Küçük sanılan şeyler ,yanyana geldiği zaman büyük değerler ifade eder. Allah 'u Teâlâ Zülcelal hazretleri; "Yiyin,için, fakat israf etmeyin! Allah'u Teâlâ israf edenleri sevmez." Diğer bir ayette Cenab-ı Hak: "israf etme! İsraf edenler, şeytanların kardeşleridir" buyurdu.
Peygamber efendimiz (S.A.V) hadisi şeriflerinde; yiyiniz içiniz giyinin ve Allah yolunda tasadduk edin, fakat israf ve kibirden sakının buyurarak; tasarruflu davranmanın ve başkalarına yardımda bulunmanın önemine işaret etmektedir.
Zamanı israf etmek de kötü bir alışkanlıktır.Yüce Allah'ın bizlere lütfettiği en büyük nimetlerden biri olan zamanı çok iyi değerlendirmeliyiz. "Boş zamanımızı okumak, öğrenmek, çalışmak, ibadet etmek gibi hayırlı ve faideli işlere ayırmalıyız."
Zaruri ihtiyaçlardan fazla harcamak, islam'ın haram kıldığı şeylere yönelmek, nefis ve şehvetin isteklerini yerine getirmek, gaflet ve saygısızca harcamak ifrat derecesinde bir israftır. Kulluk görevini yerine getiremeyecek kadar vücudun zaruri ihtiyaçlarını kısmak da tefrid sayılacak bir davranış biçimidir.
Şuursuz bir tüketim toplumu yerine, dengeli ve ruhi disipline girmiş bir toplum meydana gelmedikçe gerçekçi bir tasarruf yapılamaz ve gerekli yatırımlar gerçekleştirilerek dışa bağımlılıktan kurtulup bağımsız ekonomik sistem inşa edilemez. Böyleliklede ancak
İslam'ın hakim olduğu bir toplum gerçekleştirebilir.
Sonuç olarakta israf fertleri ve toplumu yoksulluk ve sefalete sürükleyen, devletin ve milletin kalkınmasını engelleyen, ekonomiyi ve dengeleri alt üst eden, alınterinin ve servetin, kaynakların imkânların boş yere heder olmasına yol açan sosyal bir hastalık devasa bir felakettir.
Allah'ın rahmeti ve bereketi Hakka tabi olanların üzerine olsun İnşallah!
Sevgiyle kalın
Mehmet Korkutata
|