Yayladan yaylaya gezerler,
Koyunları ardı sıra dizerler.
Dur durak nedir bilmezler,
Şirin Bingöl'ün emektar çobanları.
Tüm ihtiyaçlarını bırakırlar çadıra,
Sürüleri yayarlar uzun çayıra.
Merkeple tırmanırlar bayıra,
Cesur Bingöl'ün emektar çobanları.
Horoz sesiyle güne başlarlar,
Sürülerine evlat nazarıyla bakarlar.
Kurdu, çakalı ürkütmek için taşlarlar,
Kadim Bingöl'ün emektar çobanları.
Keklik öter yankılanır vadide,
Tavşan özgür dolaşır mergmirde.
Buz gibi suyu içerler kandilde.
Vefalı Bingöl'ün emektar çobanları.
Bülbüller öter dağlarda,
Şelaleler çağlar bayırda.
Çiçekler rengârenk açar ovada,
Cömert Bingölün emektar çobanları.
Kaval çalar Sürü sakinleşir,
Tuz yedirir tamamı suya erişir.
Islık çalar sürüyü birleştirir,
Muhafazakâr Bingöl'ün emektar çobanları.
Ülke ekonomisine katkıları var,
Kalsiyum, demir ihtiyacımızı karşılar.
Çok cefâ çekerler, hakları var,
Kadirşinas Bingöl'ün emektar çobanları.
Peygamber mesleğidir, icra ederler,
Çobanlığı Resul için severler.
Kar yağınca çayırları terk ederler,
Peygamber sevdalısı Bingöl'ün emektar çobanları.
Yaşadığı coğrafyadan alır adını,
Çok çalışkandır çocuğu kadını.
Yabani yemişler yer, bilir tadını,
Kadim şehir Bingöl'ün emektar çobanları.
Şair ve yazar Mehmet KORKUTATA
|