|
|||
![]() |
BARIŞ SÜRECİ ÜLKEMİZE HAYIRLI OLSUN | ||
Mehmet Korkutata | |||
mkorkutata@hotmail.com | |||
Sevgili genç kardeşlerim; gerek tv kanallarında ve dijital platformlarda ve gerekse diğer sosyal mecralarda olsun, kime mikrofon uzatıldıysa barış süreciyle ilgili olumlu veya olumsuz mutlaka bir fikir beyan etmiştir. 47' yıl bu kadim millet, doğusuyla, batısıyla, kuzeyiy le, güneyiyle terörle ilgili her türlü bedeli ödemiştir. Üzülerek belirtmek isterim ki; en büyük bedeli doğulu ve güneydoğulu kardeşlerimiz ödedi! Özellikle 80'li ve 90'lı yıllarda çok dramalar yaşandı, Yurdun her bölgesinden binlerce Şehit verildi! Peki; doğu ve güneydoğu bölgesinde neler yaşandı, hep birlikte anımsayalım ve hafızaları şöyle bir yoklayalım! Devlet köylüye karne vermişti, köylü bütün ihtiyaçlarını güvenlik birimlerine bildirmek zorundaydı! Güvenlik güçleri köylüye lazım olan ihtiyaçları karneye yazardı, köylü ihtiyacı olan gıdaların karneye kaç kg. kaç çuval veya adet izni verildiyse ona göre alışverişini yapar köye dönerdi. Nitekim köylü bağımsız ve özgür değildi! Çamur at izi kalsın dönemiydi! At izinin it izine dönüştüğü dönemlerdi! Afedersiniz! Yörenin insanı yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal! Köyüne dönen köylü akşam karanlık çökünce veya gündüz farketmez eli silahlı teröristler tarafından sorguya çekilir, ihtiyacı olan gıda maddelerini ve diğer mataryelleri alıp dağlara ve mağaralara sığınırlardı. Hiç bir şekilde köylüye rahat yoktu! Anlıyacağınız; köylünün Yüce Allah’tan başka sığınacağı, güveneceği kimsesi yoktu. Diğer gün güvenlik güçleri kapıya dayanır vay efendi sen teröriste nasıl yardım ve yataklık edersin diye sorguya çekerlerdi. Dolayısıyla köylü iki ara bir derede, hangi tarafa yönelse suçlu, zira senaryo böyle yazılmıştı. Bazen güvenlik güçleri köylüleri test etmek için terörist kılığına girerek baskınlar düzenlerlerdi! Kimi zaman da teroristler güvenlik techizatını kuşanarak köylüyü sorguya çekerdi! Her iki cenahtan yapılan eziyet ve işkenceler belirli mekanizmalar tarafından gerçekleştiriliyordu! Terör ve zorba zihniyet belasından kurtulmak için binlerce insan kurulu düzenini bırakıp köylerinden ve yurdundan göç etmek zorunda bırakıldı! Rabbim bir daha yaşatmasın! Küresel siyonistler ordu ve emniyet içerisinde satın aldığı beyinleri istediği doğrultuda eğitip, donatıp, yönlendiriyordu! Bu güruhların pkk dan farkı yoktu, hatta bazen daha aşırıya gidebiliyor, her türlü hadsizliği yapabiliyorlardı! Nitekim içimizdeki hainlerden olmasaydı bu TERÖR belası rahmetli Turgut Özal zamanında sona ererdi. Neden sona ermedi? Çünkü çok büyük rant vardı! Adam hainse rutbesi, dini, aidiyeti ve mesleği ne olursa olsun, hangi feodal yapının mensubu ve bireyi olursa olsun farketmez, çıkarları doğrultusunda aksiyon alıyordu! Rütbeli güruh, operasyon sırasında asker terorist grubu görüyor, komutanım ateş edelimmi, ateş emri verilirse bir tane pkk sağ kurtulamıyacak, ama güruh ateş emri vermiyordu! Peki sorarım size neden? Çünkü o zamanki rütbeli veya rütbesiz satılmış, zavallı zihniyetler "OLAĞAN ÜSTÜ HALDEN" dolayı hatırı sayılır maaşlar ve ödüller alıyorlardı, rantları ve kazançları çok yüksekti, istedikleri gibi at oynatıyorlardı. Hatta bazıları eşini, çoluk, çocuğunu ordunun helikopteriyle evinden havuza, havuzdan istedikleri mekâna bıraktırılıyordu! Operasyonda olması gereken pilot ve helikopter ne yazık ki hanımefendi ve beyefendilerin egolarını tatmin etmek için görevlendiriliyordu! İlgili konular geçmiş yıllarda basına ve medyaya yansıdığı için sadece hatırlatma gereksimi duydum. Bu gibi ve benzeri konular, ilgili birimler tarafından ifşalanmış ve kamu oyuyla paylaşılmıştır. Kapitalist soysuzlar terörün bitmesini ve olağan üstü halin kaldırılmasını istermi? Gayet tabi istemez! Güruh, şeref yoksunu zevatlar, pkk ile iş tutup her türlü yolsuzluğu gerçekleştiriyorlardı. Amaçlarına ulaşabilmek için Devletin, Ordunun ve emniyet teşkilatına ait bütün argümanları ve ekipmanları kullanıyorlardı! Anlıyacağınız her türlü haltı çekinmeden, utanmadan vatandaşın gözünün içine baka, baka yediler! Aslında yazılacak çok hadise var ama makale uzamasın diye kısaca özetlemiş bulundum. Gelinen nokta da çok şükür bütün bu parazit güruhlar temizlendi. Şu anda Ordumuz, Emniyet teşkilatımız, Mit teşkilatı ve diğer birimlerimiz emin ellerde hamdolsun. Her türlü tedbir alınsa dahi, çürük elmaların önüne geçilemeyecek, dünya var olduğu müddetçe her teşkilatta çürük elmalar var olacaktır! Her daim, her platformda ihanet teşebbüsünde bulunmak isteyen güruhlar olacaktır elbet, millet olarak bunlara karşı sürekli teyakkuz halinde olmamız icap eder. Ha! Bundan sonra ne olmalı! Süreç nasıl ilerlemeli! Türkü, Kürdü ve diğer etnik kimlikler el ele, gönül, gönüle vermeli, günümüzdeki kaygan zemini göz önünde bulundurarak ona göre barış sürecini hızlı, etkin, temkinli ve itîdalli bir şekilde ilerletmeli! Neden? Çünkü içimizdeki kapitalist soysuzlar hiç bir zaman rahat durmazlar, çıkarları için uyuyan hücreleri ve mekanizmaları harakete geçirerek her türlü provakasyon ve algıyı oluştururlar! Duyarlı vatandaş her nerde olursan ol, kesinlikle provakasyonlara fırsat verme! Bu Vatan kolay, kolay inşa edilmedi, yedi düvel dize getirilerek ve milyonlarca şehit verilerek kuruldu. Rabbim şanlı devletimize ve aziz milletimize bu kutlu yolda muvaffakiyet nasip etsin inşallah! Ey Yüceler Yücesi Rabbim! Cennet yurdumun insanı ne çektiyse, gözü doymaz, karnı doymaz, ibret almaz soysuz hırsızlardan çekti! Sevgi ve muhabbetlerimle... |
|||
Etiketler: BARIŞ, SÜRECİ, ÜLKEMİZE, HAYIRLI, OLSUN, |
|