|
|||
![]() |
Türkiye'nin "yüzyılına" hoş geldiniz diyebileceğimiz bir dönem | ||
Vehbi KORKUTATA | |||
Türkiye, son yıllarda önemli bir siyasal ve sosyal değişim sürecine tanıklık etti. Bu süreç, birçokları tarafından farklı şekillerde algılandı ve yorumlandı. Ancak belirli bir perspektiften bakıldığında, bu değişimlerin aslında Türk devlet mekanizmasının sürekli ve daima galip çıkan doğasıyla uyumlu olduğu görülüyor. Bu, devletin belirli bir ideolojiye, bağlı kalmadan, her zaman objektif bir şekilde hareket ettiği ve bu nedenle galip geldiği anlamına gelir. Bu, devletin her türlü değişim ve çalkantıya rağmen sürekli ve daima var olduğu görüşünü destekler. Örneğin, Türkiye'nin 20. ve 21. yüzyılda geçirdiği tüm siyasi dönemler ve olaylar, bu devlet mekanizmasının sürekli çalışmasının bir yansıması olarak görülebilir. 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri, Turgut Özal'ın yükselişi ve düşüşü, koalisyon dönemleri, 2002 seçimleri, 1960 ihtilali, çok partili hayata geçiş ve Menderes'in iktidara gelmesi, saltanatın lağvı, hilafet yetkilerinin meclise devri, devletin nitelik ve şekil değiştirmesi, Kemalizm'in yükselişi ve Enver Paşa'nın Orta Asya'da yedekte bekletilmesi - tüm bunlar, devlet mekanizmasının sürekliliğinin ve esnekliğinin birer örneği olarak görülebilir. Aynı şekilde, atanan yöneticilerin kendi dünya görüşü doğrultusunda yaptıkları hatalar, zulümler ve teknik hatalar, devlet mekanizması açısından teferruat olarak görülebilir. Mekanizma, kişisel duygulara, vefa, vicdan, sevgi veya merhamet gibi insani özelliklere sahip olmaktan ziyade, her zaman objektif olmayı ve devletin genel çıkarlarını korumayı amaçlar. Demokrasi konusuna gelince, bu kavramın anlaşılması ve uygulanması da çeşitli tartışmalara neden olmuştur. Demokrasi, ideal olarak, halkın seçimler yoluyla kendi yöneticilerini seçme hakkına sahip olduğu bir yönetim biçimi olarak tanımlanır. Ancak, bazıları demokrasinin dış güçler tarafından manipüle edilebileceği konusunda endişelerini dile getirmiştir. Bu görüşe göre, demokrasi, demokratik süreci kontrol etmek için ekonomik, medyatik ve hatta terör örgütlerini kullanan emperyalist güçler tarafından suistimal edilebilir. Buna rağmen, Türkiye'nin son yıllardaki gelişmeleri, bu ülkenin kendi demokrasisini ve kendi halkının iradesini koruma konusundaki kararlılığını göstermiştir. Türkiye'nin son yıllarda attığı adımlar, hedefinin Kızılelma olduğunu göstermektedir. Kızılelma, Türklerin tarih boyunca kendilerini motive eden ve ilerlemelerini sağlayan bir hedef olarak görülür. Bu süreçte Türkiye, hükümet ve halkın ortak çabalarıyla önemli bir tarih tecrübesi kazanmıştır. Bu tecrübe, ülkenin gelecekteki hedeflerine doğru hızla ilerlemesini sağlamıştır. Bu durum, Türkiye'nin yalnızca kendi toprakları üzerinde değil, aynı zamanda küresel sahnede de bir güç olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Sonuç olarak, Türkiye'nin sürekli ve daimi devlet mekanizması, onun değişen siyasi ve sosyal şartlara rağmen sürekli var olmasını sağlamıştır. Bu, Türkiye'nin gelecekteki hedeflerine ulaşması için gerekli dayanıklılığı ve kararlılığı sağlar. Bu bağlamda, Türkiye'nin geleceği, bu devlet mekanizmasının sürekliliği ve gücü ile birlikte, bu ülkenin kendine özgü tarih tecrübesi ve hedeflerinin gerçekleşme kararlılığından besleniyor. Türkiye'nin "yüzyılına" girdiğimiz şu dönemde, bu tarihi deneyimlerin ve geleceğe yönelik bu kararlı hedeflerin, tarih sayfalarına yeni bir dönem açacağı kesin. Bu, sadece okullarda öğrenilen bir tarih değil, aynı zamanda yaşanacak ve deneyimlenecek bir tarih. Halkın oylarıyla verdiği destek veya eleştiri, bu tarihin şekillenmesinde belirleyici olacak. Türkiye, kendini her türlü meydan okumadan kurtarmış bir devlet olarak görülüyor ve muazzam bir tarih tecrübesiyle hedeflerine doğru emin adımlarla ilerliyor. Bu hız, yakın zamanda daha da artacak ve Türkiye'nin hedefleri uçuş hızında yaklaşacak. Bu hedeflerin başında gelen Kızılelma, Türk halkının ve devletinin büyük bir ideali ve motivasyon kaynağıdır. Bu ideal, Türkiye'nin son zamanlarda attığı adımların ve ulaştığı başarıların ana itici gücü olmuştur. Son olarak, Türkiye'nin sürekli ve daimi devlet mekanizması, onun siyasi ve sosyal zorlukların üstesinden gelme ve sürekli olarak var olma kabiliyetinin anahtarıdır. Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı değişimler, bu devlet mekanizmasının sürekli olarak çalıştığının ve hedeflerine doğru ilerlediğinin bir kanıtıdır. Türkiye'nin geleceği, bu sürekli ve daimi devlet mekanizmasının gücüne ve hedeflerine olan kararlılığına dayanıyor. Sonuç olarak, Türkiye'nin bu devlet mekanizmasının sağladığı güç ve istikrar, onun siyasi ve sosyal zorlukların üstesinden gelme ve hedeflerine ulaşma kabiliyetini sağlar. Bu, Türkiye'nin "yüzyılına" hoş geldiniz diyebileceğimiz bir dönem. Bu dönem, hem Türkiye'nin tarihinde yeni bir sayfa açacak hem de Türkiye'nin kendi halkına ve dünyaya gösterdiği kararlılık ve gücün bir ifadesi olacak. |
|||
Etiketler: Türkiye'nin, "yüzyılına", hoş, geldiniz, diyebileceğimiz, bir, dönem, |
|