Siyasetin Babası rahmetli Süleyman Demirel’in bir sözü ile yazımı derinleştirerek yazmak istedim..
6'lı masanın bu durumda üfleyeni çoktur, aman ha aman, neye mal olursa olsun, AK Parti iktidarını düşürün, "yoksa bizim sonumuz olur" düşünceleri, "Rüzgârsız havaya benzer" çünkü rüzgâr olmazsa hiç bir şeyin tadı olmaz. AK Parti iktidarı ise; rüzgârın ona doğru esmesinin hikmetinden sual olunmaz diye, "Rüzgârın hangi yöne esmesi değil? Şahısların rüzgâra karşı direnmesidir değil mi? aynen öyledir.
6'lı masanın etrafında dönen ve şimdiden halkı galeyana getiren ve ülke halkının soyulduğunu, bir ekmeğin Diyarbakır’da 10 TL’den satıldığını ve dünyada et gıda fiyatları düşerken, ülkemizdeki bu artışlarda neyin nesi..
Rüzgarsız havayı üflüyorlar ya? üflesinler bakalım, ülkemizin Necip insanları yemez bunları yemez..
Bu ülkenin başında imanlı ve kararlı bir başkan vardır, bu başkan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Fakir fukaranın ekmeğine göz dikenlerinin gözlerini oyar...
Başkan Recep Tayyip Erdoğan ise; defalarca yazmamıza rağmen etrafını temizleyemedi, dedim ya; her danışman ve genel müdürler, ilgili kurumlardan maaş alıyorlar, yazıktır günahtır, ölümlü dünya, neyi ekersen onu biçersin fakir fukaranın gözü sizlerde diye yazmıştık. İlgili kurumların yönetiminden maaş aldıklarını biliyoruz..
Acaba 5 yerden maaş aldıklarını başkan Erdoğan biliyor mu? Bence bilmiyor, bilse; onları bir dakika bile barındırmaz, ama bende söylüyorum, evet doğrudur ve 5 yerden maaş aldıklarını her vatandaş biliyor. Ondan dolayı sıkıntı diz boyu, bunları üfleyerek kötüleyen milletin ittifakı, mutlaka üfleyenleri çoktur.
Fırıldak kelimesi, rüzgârı yönüne göredir, ülkemizin Necip insanları, rüzgârın yönüne gidenlerin, "mutlaka bir üfleyeni vardır" kelimesi gerçeği yansıtıyor. Bu üfleme sözü; bütün partilerde mevcuttur, parti başkanlarının gözlerine ışık olması için mutlaka yaparlar..
Merhum Demirel’in bu meşhur sözü maalesef son günlerde Milletin umudu olan Millet İttifakı yani 6'lı masada olan olaylar ile bağdaşıyor değil mi?
Birileri birilerinin kulağına ne söylüyorsa bakıyoruz ki, kıyamet kopuyor ve bir birilerine olan sevgi ve saygısı tıpkı yukarda belirtmiş olduğum gibi, "rüzgarsız havada dönen fırıldağın, mutlaka bir üfleyeni" vardır.. söylemini tamamlıyor...
Siyasi yelpazede yerini bulmak ve orada durmak önemlidir. Yoksa seni rüzgar sağa sola kaydırır siyasi mezarlığa doğru götürür, bunun lamı cimi yoktur değil mi? olamazda..
Bu siyasi yelpazeyi, Türkiye daha önce yaşamıştı.
Demokrat Parti ile Anavatan Partisinin birleşme olayında bunu görmüştü ve Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet Ağar ile Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, birleşmeyi yapamayınca iki partide seçimde baraj altı kalarak siyasi mefta oldular.
Bu gün de aynı şeyleri seziyor ve üzülerek izliyorum.
Millet İttifakı Parlamenter Rejime dönmek için Türkiye’de bazı yerinden oynayan taşların oturtulması için siyasi liderlerin bir ikbal peşinde olmadan kurulmuş bir ittifaktı.
Bu ittifak milletin de umudu olmuştu.
Gelinen noktaya bakın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için birbirlerine girdiler.
Hâlbuki Parlamenter Demokrasi sisteminde Cumhurbaşkanlığı bir sembolik makamdır. Önemli olan yürütmedir.
Şimdi anlamakta zorluk çekiyorum.
Madem Parlamenter Demokrasiye yeniden döneceksiniz, niye bu sembolik makam için bu kavgada neyin nesi.
Her iki tarafa da çağrım şudur.
Gelin inatlaşmayı bırakın uzlaşı ile bu işleri çözün. Bu Necip millet sizden bunu bekliyor.
Bu sistemden uzaklaşmak için milyonlar sizden fedakarlık bekliyor.
Masa dağıtmak kolay ama sonucu her iki tarafa da ağır olur gibi gözükmektedir.
Bu aziz milleti böyle yüz üstü bırakamazsınız, Milletin ahı mezara kadar sizlerle gelir diyerek siyasetin şahsi meselelerin ortaya konduğu bir yer olmadığını belirterek, bu yelpazede yürüyenleri her zaman kaybeder görüşünü bir kez daha ortaya koydu.
Evet, görelim bakalım bu inatlaşma millete nasıl mal olacak.
Bu Necip Türk milleti, artık koalisyonlarla ve dayatmalarla hükümetin yürümeyeceğini anlıyor, millet ittifakı, dışarıya kök salmış ve onlarla yani "Siyonizm’in" emriyle kalkıp oturmak istenen büyük bir proje ve oyundan ibarettir. Milletin ittifakı, bu iradeye sahip değildir.
Yarın var sayalım ki, 14 Mayıs'ta seçimi aldı.. Yürüteceğini mi? asla ve asla yürütemezler. Çünkü siyasi denge onlarla yani çoğulculukla bozulur, bu bakanlık benim, benim oyum daha fazla diye ülkeyi tamamıyla çıkmaza sokacakları muhakkaktır, Allah mutlak bilendir ve ülkemizi her türlü tehlikeden korusun ve muhafaza eylesin.
Şanlıurfalı hemşerilerime selden dolayı geçmiş dileklerimi sunuyor ve bir daha böyle bir affet göstermesin. Geçmiş olsun Şanlıurfalılara, Allah yar ve yardımcınız olsun İnşallah.....
Sevgi ve Saygılarımla
Araştırmacı Gazeteci Yazar
Vehbi Korkutata
|