|
|||
![]() |
Kılıçdaroğlu'nun kalması gitmesinden daha hayırlı | ||
Vehbi KORKUTATA | |||
Deniz Baykal'ın abuk subuk kasetle gönderilip genel başkanlığa oturtulduğunda, bir gazetecinin aman koltuğa yapışmasın kaygısıyla sorduğu bir soruya şöyle cevap verdiğini hatırlıyorum... "Başarılı olursam kalırım, olamazsam giderim. Bunun ölçüsü de oy oranıdır." Gitsin diye yazmıyorum bu yazıyı. Gitmemesi bu memlekete daha hayırlı belki... Oylarını seçim analiz etmeye gerek yok. Girdiği her seçimi kaybetti işte. Son seçimde Milletvekili oyları 22 dir. Daha neyine bakacaksın... Bu tür adamlar sağ partilerin hepsinde kalırlar. Kaybederler yine kalırlar, hiç kazanamayacağı bellidir yine kalırlar... Ama CHP böyle değildir. Kazanamazsa gider. Hatta kazansa bile gider bazen. Çünkü çorba kazanı her zaman kaynar CHP'de. Her CHP'li bir gün genel başkan olacağının hayalini kurar, hayalini kurmakla kalmaz bir yerlere geldiğinde hemen icraata başlar... Şimdi, CHP’li seçmen arasında bir anket yapsan Kemal Kılıçtaroğlu'nun gitmesini istemeyen belki 10 filandır. Ama bakıyorsun bu kadar tantanalı bir seçimin ve bu kadar büyük bir hezimetin ardından adam gitmek istemiyor. İstememesi normal karşılanabilir. Bu kadar yıl parti teşkilatlarını dizayn etmiştir. Dolayısıyla parti içinde de çok çatlak ses çıkmayabilir. Bu da normal. Amaaaa.. esas belirleyici olan sol medyanın kalemşörlerinin vıdı vıdı keyfiyetini geçemeyen serzeniş türü lafların dışında onu hedef almaması, gizliden gizliye onun başarılı olduğunu ima etmesi, adeta onun genel başkanlıkta kalmasına çanak tutar şekilde duruma tam uygun yazılar yazıyor olması ya da söylemler geliştirmesi hiç normal değil. Aynı şekilde sağ medyatörler de... O zaman şeytanın gör dediği şeylere bakmak lazım. Bu işin altında bit yeniği var ve yine önceden projelendirilmiş bir duruma doğru gidiyoruz. Organizasyonun aktörleri dışında bilen konuşmuyor, konuşan bilmiyor. Herkes bir şekilde üfürüyor ama kapı gıcırtısından bir keyfiyet farkı yok çıkardığı sesin... Şeytan diyor ki bu işin altında başka işler var. Ya derin devlet iş başında, yada bizzat AK Parti'nin her zaman yaptığı muhalefeti dizayn hareketi veya Kılıçtaroğlu'nun eline bir çok yolsuzluk dosyaları vererek önce parlatıp sonra kaset penaltısıyla oraya oturtanlar kalmasını istiyorlar. Demokrasiymiş.. Güldürmeyin beni... Bilgisiz, ufuksuz, çapsız tenekeden bir adam koca devletin sigortası durumundaki ana muhalefetin başına geçmiş.. gitmiyor, gönderilemiyor.. veya gönderilmiyor... Demokrasiyi bu ülkeye niçin kaktırdılar, bu hadiseden anlayın... Şahsi kanaatimiz acizane odur ki CHP'li olsun ya da olmasın hiç kimse Kılıçtaroğlu'nun kalmasını istemiyor. Ama hem saf devlet mekanizması, hem AK Parti ve hem de CHP'yi kontrol altında tutmak isteyen uluslarası emperyalist sistem Kemal Kılıçtaroğlu'nun kalmasını istiyor. Bu durumda Kılıçtaroğlu'nun istemediği ve ani bir hastalık geçirmediği sürece bir seçim daha muhalefetin başında göreceğiz ve hiç bir güç bunu değiştiremez.. bu gerçeği göremeyen CHP'den silinir gider. Mübarek olsun.. başka ne diyebiliriz ki... Türkiye Yüzyılı kabinesi hayırlı olsun, inşallah yeni kurulan kabine ülkemize ve ülkemizin Necip insanlarına hayırlar getirmesini diliyorum... Sevgi ve Saygılarımla Araştırmacı Gazeteci Yazar
|
|||
Etiketler: Kılıçdaroğlu'nun, kalması, gitmesinden, daha, hayırlı, |
|