Yusuf ALİOĞLU Dayvun, Dayvun, Dayvuno / Day Qırbun Çımun Siyuno
Yazı Detayı
18 Ocak 2021 - Pazartesi 16:13 Bu yazı 11644 kez okundu
 
Dayvun, Dayvun, Dayvuno / Day Qırbun Çımun Siyuno
Yusuf ALİOĞLU
 
 

Babacığım.

 

Köyümüzün kültür arşivi, Çapakçur’un sempatik esnafı, folklorumuzun duayen ismi, sevenlerinin ‘ali abi’si değerli babam H. Ali Burtaşkıray hakkın rahmetine yürüdü.

 

Babamın 1942’de Çölek’te başlayan ömür serencamını ‘emek, sanat ve muhabbet’ kelimeleri ile özetleyebilirim.

 

Henüz 10-12 yaşlarında Diyarbekir’de inşaatlarda çivi toplayarak, lokantalarda günlük 2 liraya masalarda kullanılmış bardakları toplayarak başladı emek serüveni.

 

“Yememiştir hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlısını' diyerek ömrünün sonuna kadar da hep emeğinin karşılığı ile geçindi.

 

Emekçi kişiliğinin yanında o, tam bir sanat adamı idi. Daha çocuk yaşlarında babasından öğrendiği folklor ve oyun tutkusu hayatının tarzı haline gelmişti. Bir yandan iaşe endişesi ile sabah namazını müteakip başlayan iş hayatının yoğunluğu diğer yandan köy köy, mahalle mahalle gezip, yumurta topuklu sivri burun ayakkabısı, özel olarak diktirdiği şalvarı ve bir başka folklor efsanesinden hediye aldığı kuşağı ile sanatını icra eder, Delilo'dan Gövend'e, Çepik'ten Harrani'ye seyirlik ziyafet sunardı.

 

Yüzlerce Zaza’ca düğün türküsü bilir, onlarca oyun, ritmik hareket ve figürü ustalıkla sergilerdi.

 

Günlerce süren köy düğünlerinin ya da şehirdeki sokak ve sonraları düğün salonlarındaki düğünlerin aranan ismiydi. Mikrofondan önce onun adının ısrarla anons edilişini ve sahneye davet edilişini unutamam. Davul zurna ya da kaval onunla ayrı bir çalar, oyuncular onun sinerjisi ile ayrı bir havaya girer, izleyiciler vücut dilini ustaca kullanan bu efsaneyi izlemeye doyamazlardı. Oyunun en heyecanlı anında mendilini havaya atıp iki diz çöküşü sonrası havadaki mendili yeniden tutması onunla özdeşleşen unutulmaz karelerdendi.

 

Bütün ustalarda gördüğüm bir ayrıntıya onda da ziyadesiyle şahit oldum. Ruhuna yuva yapan folklor aşkı uğruna işyerini ihmal eder, ekmek teknesi zarar görür, işleri kötü giderdi. Ama bunlar asla sanatçı kimliğinin önüne geçmez, asla duygularının yönünü değiştirmezdi.

 

Halk Eğitim Merkezi adına kurduğu ve zamanında çok büyük işlere imza atan folklor ekibi hala efsane ekip olarak anılır.

 

Yurt içinde ve yurt dışında sayısız programa, festivale, belgesel çekimine, yarışmaya katıldı. İki Türkiye birinciliği ve bir Türkiye ikinciliği hediye etti memleketine.

 

Evet. O, aynı zamanda bir gönül eri idi. Konuşmayı, dinlemeyi, muhabbeti ziyadesiyle severdi. Köyün kültür arşivi gibi geniş bir anı yelpazesine sahipti. Hafızası güçlüydü. Büyüklerinden duyduğu anekdotları, hatıraları, önemli olayları kendi çeşnisini de katarak büyük bir ustalıkla anlatırdı.

 

Şehrin tarihine şahitlik edecek, aşağı çarşıdan yukarı çarşıya şehrin nabzını tutacak zihinsel, sözlü dökümanları vardı. Şehrin ilk terzisi, ilk zabıtası, helvacısı, nalbantı, hamalı, kamyoncusu, belediye başkanları ve diğer önde gelenleri hakkında hayran bırakan dolu dolu bir koleksiyonu vardı.

 

Ama gün oldu, o da her fani gibi ömrünü tamamladı ve rabbine yürüdü.

 

Saf, duru, sahih bir akidesi vardı. 1950’lerde ilkokulu bitiren babam, soran, sorgulayan, kurcalayan, eleştiren bir akıl formatına sahipti.

 

İşyerine gelen medrese hocalarına çay-kahve ikram eder, bu arada aklına takılan sualleri bir bir sıralardı.

 

Şahitlik ederim ki, asla tekasür burgacına tutulmadı. Gönül zenginliği, sohbet seyahatleri, kavalın yanık sesi, türkülerin doyulmaz tadı onda dünyalık biriktirmeye yer bırakmamıştı zaten.

 

Günü yaşayan, kalbi ağzında bir insandı. Yarınlar için komplike planlar yapmaz, duygularını doğruca ifade ederdi.

 

Doğup büyüdüğü topraklara şiir tadında bir tutkuyla bağlıydı. Çocukluğunun geçtiği dağları, bayırları, soğuk suları, serin gölgeleri anlatmaya doyamazdı. İnsan canlısıydı; arkadaşlarını, komşularını, köyün büyüklerini ayrıntıları ile aktarır; mizah ve trajedi üslubunu görülmemiş bir ustalıkla dengeler, saatlerce süren sohbetleri ara vermeden devam ederdi. Bu anlamda Zaza’ca sözlü edebiyatının önemli temsilcilerindendi diyebiliriz.

 

Yüzünü hep eski olandan yana tuttu. Eski dostluklar, arkadaşlıklar, paylaşımlar onulmaz bir sancı olarak kaldı onda. Modern olanın ayrıştıran, tekleştiren, uzaklaştıran, yabancılaştıran taraflarına hep mesafeli durdu.

 

Evet Cemal Süreya. Benim de babam öldü.

 

‘Şimdi babasız kalmış çocukların ıssızlaşmış gözleri ile bakıyorum’ etrafa.

 

‘Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım!’ Yalnız onun elini öpmek için eğilen başım, şimdi hangi rüzgarlara savuracak kalbimi Nazım.

 

Şimdi baba yokluğunun hüsranıyla yaraları dağlama zamanıdır şairim.

 

Babacığım…

 

Kalemi günün birinde vefatın üzerine tutacağımı hiç düşünmemiştim.

 

Alemlerin rabbi olan yüce Allah, seni rahmeti ve mağfireti ile kuşatsın.

 

Mekanın cennet olsun.

 

“Day bego wuno, day miro şuno / Day havaro derde mı gıruno…”

 
Etiketler: Dayvun,, Dayvun,, Dayvuno, /, Day, Qırbun, Çımun, Siyuno,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
14 Mayıs 2025
“Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda…”
602 Okunma.
22 Nisan 2025
'İNSANIN DÖRT ZİNDANI'
4798 Okunma.
16 Mart 2025
ŞEBBİHALAR HER YERDE
429 Okunma.
09 Mart 2025
'BİR DEĞİRMENDİ BU DÜNYA'
358 Okunma.
08 Eylül 2023
Boşuna değildi boş olmayan hiçbir şey!
2627 Okunma.
17 Ağustos 2023
Köprüler ve Çamurlu Sular
2125 Okunma.
13 Temmuz 2023
Biriktirdiklerim-7-
2032 Okunma.
27 Mayıs 2023
Bingöl’ün Referandum Karnesi
2313 Okunma.
07 Mayıs 2023
Bingöl’de Genel Seçimlere Katılım Oranları (1950-2018)
1648 Okunma.
29 Nisan 2023
1920-2018 Yılları Arasında Bingöl’ü Parlamentoda Hangi Partiler Temsil Etti?
1357 Okunma.
24 Nisan 2023
Bingöl Yakın Siyasi Tarihinde Seçmen Davranışları (1939-2018)
1992 Okunma.
11 Nisan 2023
Siyasetin ‘Hayret’ Makamı Var Mıdır?
1853 Okunma.
05 Nisan 2023
Estetiğin Tükenişi Vicdanın Tükenişidir
1341 Okunma.
23 Mart 2023
“Ben de adayım”
1596 Okunma.
18 Şubat 2023
Şiirin Güncesi -11: “Ben Yokum”
1867 Okunma.
18 Şubat 2023
‘Cansız Bedene Ulaşıldı’ Ne Demek?
1174 Okunma.
18 Şubat 2023
“Ya Bu Defa da Seçilemezsem!”
1257 Okunma.
18 Şubat 2023
Biriktirdiklerim-6
1225 Okunma.
18 Şubat 2023
‘Konfor Ruhun Bataklığıdır’
1399 Okunma.
08 Kasım 2022
Engerek Soyu
1826 Okunma.
16 Eylül 2022
Masanın Ötesi ve Berisi Ya da Sosyolojimizin Metafiziği
3340 Okunma.
05 Eylül 2022
Tatlı Zehirli Sulara Alışanlar İflah Olmaz Mı?
1941 Okunma.
22 Ağustos 2022
Nazar Değmemiş Kapaksız Kitaplar
2685 Okunma.
02 Ağustos 2022
Libası İdrarlı Adamlar
2541 Okunma.
27 Haziran 2022
“Hayatın Anlamı” Nedir?
3842 Okunma.
21 Haziran 2022
‘Ey kötülük!’
2123 Okunma.
24 Mayıs 2022
Şiirin Güncesi 10: “Sonsuz ve Öbürü”
2933 Okunma.
05 Mayıs 2022
'Sıkıntı yok!'
2612 Okunma.
19 Nisan 2022
Düğümlere Üfüren Mühendisler Zamanı
2734 Okunma.
08 Nisan 2022
Bendeki Notlar 11: ‘Şehir Sineması’
2410 Okunma.
20 Mart 2022
Hakikate Tanıklık Nedir?
2460 Okunma.
03 Mart 2022
‘Tüm İnsanlığa Açık ve Ücretsiz Gösteri’
2715 Okunma.
09 Şubat 2022
Bendeki Notlar 10 “Kültür ve Sanat Merkezleri: Sinema, Kırtasiye, Park”
4341 Okunma.
13 Aralık 2021
Frankfurt'ta Bir Haşimi
6718 Okunma.
17 Kasım 2021
Nurettin Topçu’nun Gördüğü ‘Taşralı’
4474 Okunma.
09 Eylül 2021
Harf Eken Kelime Biçer
5705 Okunma.
24 Ağustos 2021
Bir Mütevazi Monologdan Arta Kalan Sualler
3534 Okunma.
24 Haziran 2021
Çekilin aradan, maradan...
5378 Okunma.
15 Haziran 2021
'Biraz da ben konuşayım'
4285 Okunma.
28 Mayıs 2021
‘Apaçık’ Şiir
4410 Okunma.
06 Mayıs 2021
“Şehir’dir adım; kimlik alır, kimlik veririm.”
4549 Okunma.
22 Nisan 2021
Kitaplar Dolusu Susmak...
3540 Okunma.
16 Nisan 2021
Zamanın İdrak Sarkacına Merhaba
3191 Okunma.
23 Mart 2021
Söz Düşerse Ne Kalır Geriye?
4531 Okunma.
22 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -5-
2431 Okunma.
10 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -4-
2882 Okunma.
04 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -3-
3072 Okunma.
30 Kasım 2020
Parayı Nereye Yatırmalı?
2874 Okunma.
26 Kasım 2020
Biriktirdiklerim -2-
3265 Okunma.
16 Kasım 2020
Biriktirdiklerim -1-
3351 Okunma.
19 Ekim 2020
Ne Zaman Reşit Olacağız?
4525 Okunma.
Haber Yazılımı