Ali BAZENCİR BİR PSİKOLOJİ
Yazı Detayı
24 Ekim 2022 - Pazartesi 10:35 Bu yazı 1790 kez okundu
 
BİR PSİKOLOJİ
Ali BAZENCİR
 
 

Sıkıntılarla dolu geçirilen ve hiç yaşanılamayan çocukluk.

 

Toplumsal ve bireysel sorunlara sevgi dışında reçete ileri sürmeyen.

 

Göbeği olmadığı halde gülerken göbeği oynayacak kadar içten ve düşündüğü gibi hayat süren.

 

Beyaz takım elbisenin yakıştığı nadir cüsse.

 

Babasına beslenilen antipati nedeniyle biyolojik babalığa hiç yeltenmeyen.

 

Mensubu bulunduğu fakat trajediler ile zürriyeti nihayetlenen fertlerinin ömrünü yaşayarak tamamlayamadığı sıra dışı AKBAŞ ailesi.

 

Geçirdiği trafik kazası sonucu ağır çekimli konuşma, kelimeleri güçlükle cümleye sıralama, tahripli muhakemesiyle sarhoş izlenimini yansıtan, son nefesine kadar beraber yaşamak zorunda olduğu kalıcı hasarları bulunan.

 

Sınır tanımaz bir fanatizm ile korumaları aşıp sahneye atılarak kendisine karşı secdeye duran, hayranlarından kendisini kaybederek bıçaklamaya varan, aşırı sevgi ile vücuduna kesici alet darbeleriyle zarar veren çılgınlıklarla konserleri doktora tezlerine konu olan.

 

İyimser, tepkisiz ve affediciliğine karşın sevenlerinin yakıştırdığı Baba sıfatı.

 

Gürses; konserlerinde yaşanan taşkınlıkların üzerine “Çocuklar yapmayın, kendinizi çok güç duruma sokuyorsunuz, yapmayın bunu yapmayın. Konser yaptığımızın farkına varamıyoruz, ne yapayım şimdi ben.” dese de hiç bir sonuç alamayan.

 

Dünya da benzeri bulunmayan aşırı bağımlı kitlesi, garip ünlü-hayran ilişkisi, bir dönem gençlerinin ağırlıkla dinleyicisi olduğu hatta bağlılığının cesaretle testinin ispatı jilet fetişizmi özendirilen, farklı arabesk yorumu ile Sigmund Freud’a papucunu ters giydiren ruh hali.

 

“İtirazım var bu yalan dünyaya” yorumuyla dinleyicisinin içindeki protest duyguları depreştirirken, şarap takviyesiyle güdülenen kanın damarlarda durduğu gibi durmayarak taşkınlıklara aday, kontrolü zor, kategorik topluluk.

 

Hayran kitlesinin; büyüğüne, mahallesine, arkadaşlarına, genel kabule saygılı, sert, kavgacı, sevdiklerini koruyan, delikanlı mizaca sahip gelecek vaat etmeyen kuşak.

 

İnsan popülasyonunun erkek türünde nadiren rastlanan tek eşliliğin ülkemiz temsilciliği film sanatçısı Mehmet Aslantuğ ve Arzum Onan çiftinin  birlikteliklerini ömürlerinin sonuna kadar devam ettirirler mi bilinmez ama bu alanda hayat arkadaşlığını ölümüne kadar sadakatle ortaya koymasında üstüne tanınmayan.

 

Sosyal statümüzün, yakınlarımızın, arkadaşlarımızın, sevdiklerimizin, yakıştıramadığında, belli etmekten utandığımız ancak şarkıları okunurken içten içe mırıltılarla tempo tuttuğumuz, herkesin kendisinden bulduğu bir duygunun gizlenilemeyen o asil buğulu eşliği.

 

Konservatuarla kazanılamayan olsa olsa büyük keder, acı ve hüzünlerle öğrenilebilen yerinde ve zamanında vurgularla kelime ve anlam arası müthiş ses ahengi.

 

Mütedeyyin ve dini bütün insanların da sanatsal duygulardan mahrum bırakılmadan “Bitmeyen bir hayat bizi bekliyor” adlı parçayı seslendirirken ahiretin gerçekliğini, ayrıca cennet bahçesinin güzelliği karşısında sözlerin yetersiz olduğunu, zamanı varken günahlardan arınmak için tövbe etmenin aciliyeti üzerinde devam edile gelenin dışına çıkarak farkındalık oluşturmuştur.

 

Bir Dengbej’ in klamı, bir iç Anadolu abdalının bozlağı hassasiyetinde olaylar, insanlar ve eşyalar arasındaki dramatik trafik ilişkisini en güzel ses enerjisi dozajı ile disipline eden.

 

Müelliflerinin yoğun çabalar sonucu bir araya getirdiği devrik cümleli yapıtları usta dokunuşla  anlamlarını pekiştirerek dinleyiciyle aralarında büyülü bağlar dokuyan.

 

Ses titreşimlerini yüzde yüz kusursuz kullandığı otoritelerce kabul edilen.

 

İnsanoğlunun düşen yağmur damlalarını cam bölmenin iç tarafından izlerken ve açık arazide yanan odun alevli ateşi seyrederken daldığı düşünceler gibi.

 

Sevdiklerine “ güneşin çevrilmesini” tıpkı doğanın “21 Aralık” müjdesi gibi telakki ettiren söz konusu eseri “Affet” parçasındaki sözlerinin bitimi sonrası öne çıkan fon müziğiyle istisnasız her insanın, yoğunlaşmış duygu girdabıyla içine çekildiği dipsiz hüzün. 

 

İyi veya kötü yönleriyle insanları bir dönem görece etkileyen sanatçı.

 

Vefatı ile oluşan derin boşluğun bazılarınca doldurulması için taklit edilmeye çabalansa da istenen performansın asla yakalanılmayacağının şaşırtan hakikati.

 

Yaratıcı hayranları. veciz düzeye gelmiş söylencelerle onurlandırıyorlardı babalarını.

 

Şöyleki;

 

“Bizde Noel baba yok, Müslüm baba var,  o da bacadan değil damardan girer.”

 

“Arabesk ikiye ayrılır, bunlar da; müslüm ya da  gayrı müslümdür.”

 

“Şarkılarını kediye dinlet pitbullu parçalar.”

 

60 yılını beş kelime ile en iyi şekilde özetliyordu bizzat.

 

“Hayat bana zordu ama güzeldi.”

 

Sizler ne diyorsunuz? 

 

Acılara neden olanlar...

 

Başkalarının acılarına sessiz kalanlar...

 

Acıları fırsata çevirenler...

 
Etiketler: BİR, PSİKOLOJİ,
Yorumlar
Haber Yazılımı