|
|||
![]() |
A KUŞAĞI | ||
Hasan TOSUN | |||
Mevcut anda yaşananları gördükçe çocukluğuma gitmek, insanları yeniden keşfetmek,o ana ait insanları saf ve temiz yürekleriyle görmek en büyük hayalim oldu. Çocuklar çiçektir. Çocuklar geleceğimizdir. Çocuklar yarının büyükleri denilirdi o zamanlar, o anların büyükleri tarafından. O anın çınar ağacı gibi kocamış yürekleri ,o anın çocukları olan şimdiki zamanın fidan kalmış çınar ağaçları gibi değildi. O zamanın nasırlı elleri,bükülmüş belleri,saf ve temiz duygularla yüreği insan sevgisi ile dolu çocuklar yetiştiriyordu. Sevginin varlığına inanıyorlardı. Sevgisiz değillerdi. Saygının asaletine ve ciddiyetine inanıyorlardı. Kendine duyulan saygının,başkasına duyduğu saygıdan geçtiğini biliyorlardı. O anların su gibi aziz değerleri,aklaşmış saçları ile unutulmaz bir derya idiler. Kendilerini deryada damla sayacak kadar mütavaziydiler. Dürüst ve çalışkandılar. Olanakların yetersizliği belki kelime hazinelerinden mahrum bırakıyordu onları ama on kelimelik hafıza ile bilgeliğin kitabını yazıyorlardı. Bilgeydiler. Hatiptiler. Söz söylüyorlardı. Sözün gücüne inanarak. Samimiyetin,arkadaşlığın, dostluğun, Teorisini bilmedikleri mükemmel bir empatinin pratisyenleri idiler. Anlayış ve hoşgörü içerisinde yılanı deliğinden çıkaracak tatlı dilleri ile kendilerini ifade ederlerdi. Etiket ve kariyere sığınmadan. Ekonomik varlığın verdiği paranın gücüne kanmadan. Atasının, ailesinin nüfuzunu kullanmadan. Nasrettin Hoca'nın kürküne verilen itibar misali ye kürküm ye ambiyansı ile hatırlanan kılık kıyafeti ile dolaylı değil. Doğrudan. Kişiliğinden, karakterinden aldığı güç ve özgüvenle ifade ederlerdi kendilerini. O anın büyükleri,değerleri. O zamanın çocuklarını,çiceklerini yetiştirdiler. "Siz ey yarının çocukları,siz yarının büyükleri, geleceğimiz" dediler.! Okuyun,okumanın imkan ve ayrıcalıklarından beslenerek büyüyün. Mevki ve makam sahibi olun. Devletimize ve milletimize katkınız olsun. Kendinize,ailenize ve toplumunuza faydanız olsun dediler. Dediler ki: O zamanın çocukları anladılar mı? Lafımız meclisten dışarı olsun. Sürçi lisan olursa af olsun diyerek bir fıkra ile tamamlayalım. "Bahçesinde meyve yetiştirmeye çok meraklı biri bir gün bir ziraatçıya giderek : "Bahçemde gayet güzel iki cins incir yetiştirdim," demiş. "Ama bunların daha mükemmel olabileceğini tahmin ediyorum. Size yarın bunlardan birer tane örnek göndereyim. Siz de yapacağınız tahlillerden sonra bana düşüncelerinizi söylersiniz." Ertesi gün komşusu olan Nasrettin Hoca'ya iki incir vererek ziraat uzmanına göndermiş. Nasrettin Hoca, yolda incirin birini yemiş.Diğerini götürüp vermiş. Ziraatçı,incirlerin iki tane olacağını bildiği için: "Hoca,incirin diğeri ne oldu?" diye sormuş. Hoca : "Onu gelirken yedim," demiş. Ziraatçı kızarak : "Nasıl yedin?" diye bağırınca , Hoca, ziraatçının elindeki inciri de ağzına atarak konuşmuş : "İşte böyle yedim." |
|||
Etiketler: A, KUŞAĞI, , , , |
|