|
||
'Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' açıklamaları | ||
Ak Parti, Gelecek Partisi, Eğitim Sen ve Bingöl Barosu'ndan 'Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' nedeniyle açıklamalar yapıldı | ||
- Haberi | ||
![]() |
||
|
||
“Kadına şiddet en büyük cahilliktir” Kadına yönelik şiddetin sadece bir kişiye yönelmiş bir tehdit olmadığını ifade eden Bural, “Bu eylem tüm toplumun huzuruna kast ediyor, aileyi parçalıyor. Kadına şiddet en büyük cahilliktir” dedi.
AK Parti Kadın Kolları, ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ dolayısıyla 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması yaptı. AK Parti Bingöl İl Başkanlığında açıklama yapan Kadın Kolları Başkanı Şeyma Bural, “AK Parti’nin kadın kolları teşkilatları olarak, bir kez daha doğru olanı, bir kez daha adaletli olanı, bir kez daha vicdanlı olanı haykırıyoruz. Bugün yılın sadece bir gününe hapsedilmiş, kalan 364 günde unutulan bir gün değildir! Maalesef bugün ve kalan her gün kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddet devam ediyor. Tüm çabalara, çığlıklara, kanunlara rağmen. Bahaneleriyle kaim bazı cahillerin elleri, dilleri kadınların, çocukların bedenlerine, ruhlarına adeta bir balyoz gibi iniyor. Şiddet bizim turuncu çizgimizdir demiştik. O çizgiyi aşanlarla çetin mücadelemiz dün olduğu gibi bugün de yarın da sürecektir.” dedi. AK Parti, kadın erkek milyonlarca üyesiyle 18 yıllık iktidarı boyunca kadının hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğuna inancını defaatle kanıtlamış, kadını toplumdan, siyasetten, hayattan ayrıştıran her türlü zihniyetle vazgeçmeden, sonuna kadar mücadele etmiş, büyük başarılara imza atmıştır. Hükümetimiz ve bakanlıklarımız şiddeti durdurmaya yönelik yoğun çaba göstermiştir. Halen devam eden bu mücadelede hem şiddet uygulayanlara karşı yaptırımları artırmış, hem de şiddete maruz kalan kadınlara maddi ve manevi destek vererek hayatlarına umut olmuştur” ifadelerini kullandı. Bural, şunları söyledi: “Bize göre kadına şiddet; fikri ve vicdani yoksunluğu zorbalıkla kapatmaktır. Kadına şiddet en büyük acizlik ve cahilliktir. Şiddet uygulayanları en ağır şekilde cezalandırmak çok önemli olsa da, esas önemli olan şiddeti uygulanmadan önce engelleyebilmektir. Bunun toplumun her ferdini bilinçlendirmekten geçtiğini biliyor ve çalışmalarımızı bu yönde yoğunlaştırıyoruz. Ve ülkemizde terör örgütü PKK’nın ve onun siyasi uzantılarının ağlattığı, evladının elinden alınıp hayattan koparıldığı ve dünyanın en büyük işkencesini yaşattığı Diyarbakırlı, Şırnaklı gözü yaşlı anneler... Onlar onurlu direnişleriyle alçaklarla mücadelede bizlere örnek olan eli öpülesi analarımız… Onlar şiddetin kimlerden ve nasıl geldiğinin en yakın şahitleri olarak aramızda duruyorlar. Onların da acılarının dinmesi için çalışıyoruz çabalıyoruz. Bugüne kadar şiddetle çok yönlü bir mücadele verilmiştir, verilmeye devam edilmektedir. Ancak gidilmesi gereken yol uzundur. Bu uzun yolda tüm tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun el birliği yapması şarttır. Her türlü canlıya yönelik şiddetin yeryüzünden silindiği bir dünya duasıyla; 5 milyonu aşan kadın üyemizle AK Kadınlar olarak bizler ilk günkü hassasiyetimiz ve titizliğimizle, bu konuda tavizsiz duruşumuzu göstermeye devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, her türlü şiddete karşı turuncu çizgimizi çekiyoruz. Aynı duyarlılığa sahip toplumumuzun tüm bireylerini de şiddete karşı turuncu çizgilerini çekmeye davet ediyoruz.”
“Kadına yönelik şiddet erkeklik algısı meselesidir” Eğitim Sen Bingöl Şubesi Kadın Sekreterliği, kadına yönelik şiddetin bir kadın meselesi olmasının ötesinde toplumsal bir mesele olarak aynı zamanda bir erkeklik algısı meselesi olduğunu vurguladı. Eğitim Sen Bingöl Şubesi Kadın Sekreterliği, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada, Anayasal devlet nosyonu çerçevesinde liberal demokrasilerin temeli sayılan doğal haklar teorisi yaşam, özgürlük ve mülkiyet hakkını tüm insanlar için eşit sayar. Ancak ne tarihsel göstergeler ne de Türkiye Cumhuriyeti’nde günümüz sosyal medya platformlarına ve istatistiklerine yansıyanlar doğal bir hak olan yaşamanın ve özgürlüğün günümüz Türkiye’sinde kadınlar için geçerli olmadığını gözler önüne sermektedir. Birleşmiş Milletler Kadın Komisyonu’nun dünya genelinde koronavirüs sürecinin kadına yönelik şiddete etkisine ilişkin hazırlamış olduğu raporda farklı sosyo-ekonomik düzeylerden, geleneklerden ve kültürlerden gelen pek çok kadının ve kız çocuğunun uğramış olduğu şiddetin boyutu ortaya konulmaktadır. İnsanın vücut ve ruhsal bütünlüğünün her zerresine müdahaleyi içeren şiddet kavramı, erkek egemen toplumda kadını denetim altında tutmak amacıyla sistematik bir biçimde uygulanmaktadır. Şiddet, her ne kadar genellikle fiziksel bir durum olarak algılanıyor olsa da cinsel ve psikolojik pek çok boyutu içeren yaygın insan hakları ihlali arasında yer almaktadır. Kadına ilişkin erkek şiddetinin de temelinde erkek egemen toplumdaki toplumsal cinsiyet eşitsizliği yatmaktadır” denildi. “KADINA YÖNELİK ŞİDDET ERKEKLİK ALGISI MESELESİDİR” Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Kadına yönelik şiddet bir kadın meselesi olmasının ötesinde toplumsal bir mesele olarak aynı zamanda bir erkeklik algısı meselesidir. Bu bağlamda toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmeksizin kadınlara yönelik fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddetin önüne geçilmesi mümkün değildir. Bunun için de en başta insan haklarının korunmasını temel alan yasalara ve kurumsal bir devlet aygıtına ihtiyaç duyulmaktadır.”
“Kadına yönelik şiddet insan hakkı ihlalidir” Bingöl Barosu Kadın Hakları Komisyonu, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ dolayısıyla açıklama yaptı. Komisyon adına açıklama yapan Av. Nuran Aydın, İstanbul Sözleşmesinin, aile içi ve kadına yönelik her türlü şiddeti önlemek dışında bir amacının olmadığını belirtti. Aydın, şunları söyledi: “Dünyanın her yerinde kadınlar ne yazık ki psikolojik, ekonomik, sosyal, siyasal, cinsel ve yaşamsal saldırıya maruz kalmaktadır. O nedenle bu gün her yerde kadınlar tarafından yaşamın her alanında karşılaştıkları sömürüye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ev içi ve toplumsal şiddete, ayrımcılığa karşı çıkarak dayanışma ve mücadele ruhuyla kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele çağrısı yapmakta, ilgili kurum ve kuruluşlara görevlerini hatırlatmakta yasaların değişmesi ve uygulanması için çağrı yapılmaktadır. Ülkemizde de tarafı olduğumuz İstanbul Sözleşmesine karşı karanlık zihniyetler tarafından yapılan kara propaganda çalışmaları sözleşmenin ve sözleşmeye bağlı 6284 sayılı yasanın uygulanmasını engellenmektedir. Söz konusu zihniyet aile içi ve kadına yönelik her türlü şiddeti önlemek dışında bir amacı olmayan sözleşmeyi toplumsal ve dini değerlere karşı savaş açmışçasına yansıtmaktadır. Oysa İstanbul sözleşmesinin tek amacı kadına yönelik tüm şiddet türlerine karşı kadını korumak ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine son vermektir. Bu bağlamda devletin sözleşmeyi geniş halk kitlelerine ulaştırması, kara propagandadaki kirli emellerin önüne geçmesi için gerekli öz verili eylem planları yapması beklenmektedir. Bingöl barosu olarak şiddet önleme merkezleri, sosyal hizmet çalışanları ve valilik koordinasyonu ile birlikte uyumlu bir çalışma yürütmeye çalıştığımızı ve şiddet vakalarına dâhil olduğumuzu bu gün vesilesi ile hatırlatmak isteriz.”
“2020'de 391 kadın öldürüldü” Gelecek Partisi Bingöl İl Başkanlığı, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada, “Ülkece Kovid-19 salgınıyla mücadele ettiğimiz, hayatta kalmak için azami çaba sarfettiğimiz bugünlerde, kadınlar artı olarak kendilerini korumak, hayatlarını kurtarmak için tek başlarına mücadele etmeye devam ediyor. 2020 yılı sona ermeden cinayete kurban verdiğimiz kadın sayısı 391’e ulaştı. Her 3 günde 2 kadın gördüğü şiddet yüzünden hayatını kaybediyor. Geçen hafta bir günde 4, ertesi gün 5 kadının öldürüldüğü haberlerini okuduk. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, tüm dünyada bireysel şiddete en fazla maruz kalan kesimi, ülkemizde de olduğu gibi kadınlar oluşturuyor” ifadelerine yer verildi. Kadına yönelik şiddete karşı gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Gelecek Partisi olarak, bu konuda toplumu bilinçlendirmek, yasal düzenlemeleri hızla harekete geçirmedikçe kadınların özgürlükleri, yaşam hakkı ellerinden alınmaya devam edeceğine inanıyoruz. Bu inançla Gelecek Partisi olarak, bütün Türkiye’de ve ilimizde kadına şiddet konusunda her türlü öncü çalışmayı hayata geçirmeye, hükümetten muhalefete herkesle el birliğiyle bu konuyu çözmek için atılacak bütün adımlarda yer almaya hazırız. Söz konusu şiddete uğrayan kadınlarımızsa, bizim için gerisinin hiçbir önemi yoktur. Bu düşünceden hareketle, Gelecek Partisi Kadın Politikalarından Sorumlu Genel Başkanlığımız 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddeti Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde sorunu yaşayanların, kadınlarımızın ne istediğine dikkati çeken bir kampanya hazırladı. Kampanyada kadınların temel insani taleplerine yer verilirken her şeyden önce yaşamak istedikleri ön plana çıkarılarak, kadınların yasalarla sözde değil özde korunmak istekleri vurgulandı.”
|
||
|
||
Etiketler: 'Kadına, Şiddete, Karşı, Uluslararası, Mücadele, Günü', açıklamaları, |
|
||
|