YEDİSU FASULYESİNİN ÖZELLİKLERİ
Yedisu Horoz Kuru Fasulyesine coğrafi işaret alınması için Bingöl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından 27 Mart 2019 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuru yapıldı.
Başvuruyu değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu, 12 Şubat 2021 tarihinde aldığı kararla Yedisu Horoz Kuru Fasulyesini Bingöl adına tescilledi.
YEDİSU FAZULYESİNİN ÖZELLİKLERİ
Coğrafi işaret sicil belgesinde Yedisu Horoz Kuru Fasulyesi ile ilgili şu bilgilere yer verildi:
“Yedisu Horoz Kuru Fasulyesi, Cumhuriyet dönemi ve sonrasında Yedisu ilçesinde üretimi yapılan oturak ya da bodur bitki gelişme şeklindeki Phaseolus vulgaris L. türü ve horoz çeşidi kuru fasulyedir. Yedisu Horoz Kuru Fasulyesi ince kabuklu, dolgun, beyaz, parlak, düz eliptik, genel olarak iç bükey böbreğimsi ve kısmen silindirik yapıda olup oldukça iridir. Ürünün 100 tane ağırlığı 52,92 g ilâ 58,50 g aralığındadır. Ürün, sülük çıkarmayan yapıdadır. Ürünün ince kabuk yapısı sayesinde kısa sürede pişer ve piştiği zaman dağılmaz. Kabuk atmaması sayesinde üründeki aroma korunur.
Yedisu ilçesinde Elmalı Deresi, Çerme Deresi, Yedisu Deresi ve Kelhaş Deresi, Peri Suyu gibi su kaynakları bulunur. Yedisu ilçesinin 2000 metreyi aşan yüksek dağlarla çevrili oluşu, ilçedeki kaynak sularının varlığı ortalama 1598 rakımlı Yedisu ilçesinde mikroklima iklimi oluşturur. Bu durum ilk ve son don tarihleri arasını açar ve ürünün daha uzun sürede yetişmesini, baklalarını doldurmasını, tanelerinin daha dolgun ve parlak olmasını sağlar. Bölgenin mikroklima özelliğinin ürüne kazandırdığı özellikler sayesinde, unsu/gevrek bir yapı oluşur ve tüketildiği zaman ağızda dağılır. Ürünün sulanmasında Peri Suyu ve yüksek kesimlerde bulunan kaynak sularından faydalanılır. Bu suların değerleri tuzluluk ve alkaliliğe karşı aşırı duyarlı olan kuru fasulye yetiştiriciliği açısından uygundur. Sular magnezyum ve kalsiyum mineralleri açısından zengin olduğundan topraktaki sodyum oranı düşer ve ürünün kalitesini olumlu etkiler. Ayrıca suların bor içeriğinin yaklaşık 0,15 mg/l olması ürünün kalitesini olumlu etkiler. Yedisu ilçesinin yüksek rakımı sayesinde gece sıcaklığı düşük olup fasulye, olgunlaşırken eriyebilir karbonhidrat depolaması yapar. Bununla beraber ilçenin yüksek rakımlı olması sayesinde fasulye olgunlaşma aşaması yavaştır, yapısal maddelerin yerine daha çok soğuğa dayanıklılık için biriktirilen eriyebilir şekerler ile protein, C vitamini birikimi yapar. Yetişme dönemi mayıs ayının ilk yarısı ilâ ekim ayının ilk yarısıdır. Ürünün yetişme döneminin uzun olması gece ile gündüz sıcaklıkları arasındaki farkın fazla olmasından kaynaklanır.
-ÜRETİM METODU-
TOPRAK HAZIRLIĞI: Yedisu ilçesinde horoz kuru fasulye yetiştiriciliği yapılacak tarla anız, bitki artıkları ve ekimi etkileyecek diğer atıklardan temizlenir ve tarlaya yanmış ahır gübresi dengeli şekilde dağıtılır. Sonbaharda traktörle toprak hazırlığı yapmaya uygun araziler; soklu pullukla 25-30 cm, uygun olmayan engebeli araziler karasabanla 20-25 cm derinliğinde işlenerek alt üst edilir. İlkbaharda toprak tava geldiği zaman kültüvatör-tırmıkla ikinci kez sürülür. Bu şekilde toprak ekime hazır hale getirilmiş olur. Yabancı otla mücadele ve sulama suyunun göllenmemesi için iyi bir tohum yatağı hazırlanır. Sürüm sırasında bitkinin derinlere inebilmesi ve topraktan daha iyi yararlanabilmesi için toprak fazla sıkıştırılmaz. Ayrıca sulama suyunun karığın başından sonuna kadar gidebilmesi ve bütün bitkilerin eşit miktarda su alabilmesi için tarla tesviyesi edilir.
EKİM ZAMANI: Yedisu ilçesinde horoz kuru fasulyesinin ekimi elle serpme şeklinde veya mibzerle yapılır. Tohumluk olarak bir önceki mahsulden ürün içinden gerçek popülasyonu temsil eden taneler seçilerek kullanılır. Tarlaya atılacak tohum miktarı 10-12 kg/da, ekim derinliği ağır bünyeli killi topraklarda 4-6 cm, hafif bünyeli kumlu topraklarda 6- 8 cm, sıra üzeri 8-10 cm, sıra arası 45-70 cm olur. Ekim, mayıs ayının birinci yarısında başlayıp haziran ayının başlarına kadar sürer. Üretim makineli tarıma uygundur.
GÜBRELEME: Ürünün yetiştirilmesinde kimyasal gübreleme yapılmaz, yalnızca yanmış çiftlik gübresi kullanılır. Sonbaharda toprak işlenmeden önce toprağın organik madde oranını yükseltmek amacıyla dekara ortalama 2-3 ton yanmış çiftlik gübresi uygulanır.
BAKIM: Ekimden sonra toprak, kaymak bağlamışsa kırılır. İlk çapalama bitki 10-15 cm olduğu zaman, ikinci çapalama çiçeklenme döneminden hemen önce yapılır ve çiçeklenme döneminde iken çapalama işlemi tekrarlanır. İlk çiçeklenme başlayıncaya kadar yabancı ot mücadelesi devam eder.
SULAMA: Sulama, salma ve karık sulama yöntemleriyle yapılır. Yükselti, yağış ve su kaynaklarından dolayı vejetasyon süresince bitki, 12-15 günde bir suya ihtiyaç duyar. İlk sulama bitkinin çiçek açıp bakla oluşturduğu dönemde yapılır. Ekimden hasada kadar geçen sürede ürünün gelişimini tamamlayabilmesi için 300-450 mm suya ihtiyaç duyar. Bu sulama yağmur suları, Peri Suyu ve yüksek kesimlerde bulunan kaynak sularından temin edilen su ile karşılanır.
HASAT VE HARMAN: Hasat eylül ayının ikinci yarısından itibaren ekim ayının ilk yarısına kadar devam eder. İlçede hasat; baklaların en az 60’ının sarardığı fakat tamamen kurumadığı, bakla içindeki tanenin sert, iyi gelişmiş ve bakla kırılır kırılmaz dışarı çıkacak duruma geldiğinde yapılır. Olgunlaşan bitki, elle toplanarak veya orakla biçilerek hasat edilir. Hasat edilen bitkiler, küçük yığınlar halinde ve danelerin baklalardan ayrılması için hava şartlarına bağlı olarak 3-5 gün tarlada bekletilir. Hava şartları ve bitkinin kuruluğuna göre hemen veya 3-5 gün içerisinde harman yapılır.
KURUTMA VE SEÇİLİM (AYIKLAMA): Bitkiler, hasat ve harman işlemlerinden sonra depolanması amacıyla en fazla 14 olan ideal nem seviyesine gelinceye kadar kurutulur. Ürünün kuruyup kurumadığı ya da nemli olup olmadığı tanelerin çıkardığı tiz sesten anlaşılır. Daha sonra mahsulün ayıklama işlemi yapılır. Hastalıklı, olası böcek yeniği, kırık, cılız, buruşuk, çatlak, yabancı, ürünü temsil etmeyen ve uygun boyutta olmayan taneler ayrılır. Ürün, jüt çuvallara koyularak muhafaza edilir. Depolama serin ve kuru yerde olmak üzere en az 7 cm yükseklikteki ızgaralar veya ahşap kafesler üzerine yapılır.