Reklamı Geç
HABER DETAY
BİNGÖL’DE ORGANİK BAL ÜRETİMİ YÜZDE 78 SEVİYESİNDE
Bingöl’de organik bal üretiminin yüzde 78 seviyesinde olduğu belirtilen araştırmada, bunun en büyük nedeninin flora zenginliği olduğu ifade edildi.
20 Ekim 2022 - Perşembe 10:03
3748 defa okunmuş.
EĞİTİM

Bingöl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümünden Doç. Dr. Hakan İnci, Bingöl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümünden Araştırma Görevlisi Ersin Karakaya ve Bingöl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünden Osman Topluk’un “Bingöl İli Arıcılık İşletmelerinin Yapısal Özellikleri” başlıklı çalışmaları Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisinde yayımlandı.

Bingöl ilinde yürütülen arıcılık faaliyetinin genel durumu ve arıcıların sorunlarının belirlenerek, çözüme ilişkin önerilerin sunulması amacıyla yapılan çalışmada, 87 arıcıdan anket yoluyla eriler toplandı.

Bingöl’de Arıcılar Birliğine kayıtlı toplam 857 arıcının bulunduğu belirtilen çalışmada, anket yapılan arıcıların yüzde 97.9’unun erkek olduğu, 35 yaşından küçük olan arıcıların oranının yüzde 18.1, 36-50 yaş arasında olan arıcıların oranının yüzde 47.9 ve 51 yaşından büyük olan arıcıların oranının ise yüzde 34 olduğu belirlendi.

ARICILIK YAPMA NEDENLERİ

Ankete katılan arıcıların arıcılık yapma nedenleri sorulduğunda, arıcıların 50’si aile kaynaklı faktörlerden dolayı, 20.2’si hobi olarak, 14.9’u kâr getirisi yüksek olduğundan, 13.8’i sosyal çevre kaynaklı faktörlerden ve 1.1’i ise mesleki eğitim kaynaklı faktörlerden dolayı arıcılık faaliyetine başladığını belirtti.

GEZGİN ARICILIK ORANI YÜKSEK

Gezgin arıcılığın daha yoğun olarak yapıldığı bilgisine yer verilen araştırmada, “Yetiştiricilerin yüzde 81.9’u Kafkas ırkıyla üretim yaptıkları belirlenmiştir. Asıl mesleği arıcı olan ve gezgin arıcılık yapan bireylerin diğer mesleklere göre ana arı üretim yapma oranının daha yüksek olduğu ve genel olarak ana arı üretim yapılma oranı ise 56.4 olarak belirlenmiştir” denildi.

ORGANİK BAL ÜRETİMİ YÜKSEK

Ankete katılan arıcıların 78.7’sinin organik bal ürettiği ve 24.3’ünün organik bal sertifikasının olduğu tespit edilen araştırmada, şu bilgilere yer verildi: “Çalışmada organik üretiminin yüksek oranda yapılmasının temel sebepleri arasında; ilin flora zenginliği, nüfusun az olması ve sanayinin az gelişmesi, üretimde bilimsel altyapı ve destek noktasında Pilot Üniversite Koordinasyon Merkezi (PİKOM) biriminin mevcut olması, organik ürünlere olan talep bilincinin artması ve üretilen organik ürünün yurt içinde büyükşehirlere yurtdışında ise potansiyel bal ithalatçısı olacağı öngörüsüne göre Almanya ve Amerika gibi ülkelere pazarlama avantajlarının olması sayılabilir.”

NELER YAPILMALI?

Çalışmada, arıcılıkla ilgili yapılması gerekenler şöyle sıralandı: “Arıcılara öncelikle ana arı yetiştirme, uygun ana arıyı kullanma, bal dışında diğer arı ürünlerini de elde etme, pazarlama sistemlerinin varlığı ile ilgili bilgiler verilmeli. Devlet destekleri konusunda arıcılarında fikirleri alınarak destekleme politikalarının yeniden revize edilmesi gerekmektedir. Hem üretim hem de pazarlama aşamasında denetimlerin yapılması, arıcıların gerek devlet politikaları gerekse birlikler tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Eğitim konusunun ciddi düzeyde ele alınarak arıcılıkla ilgili yerel ve ulusal basında eğitimler verilerek teknik elemanların yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Yapılacak teknik arıcılık eğitimleri ile birlikte üreticilerin, arı hastalık ve zararlılarla ilgili sorunları tespit edilerek çözüm önerileri belirlenmelidir. Arıcılığın önemli bir ekonomik faaliyet haline getirilmesine yönelik tedbirler alınmalı. Gerekirse bu konuda iller bazında devlet teşvikleri artırılmalıdır.

-BAL ÜRETİMİNİN YANINDA DİĞER ARI ÜRÜNLERİ DE ÜRETİLMELİ-

Kafkas arı ırkı ve Kafkas ırkın melezleriyle faaliyetin sürdürülmesi, arıcılık konusunda eğitim, destek ve pikomdan bilgi alan, birliğe üye olan ve ana arı üretimi yapan işletmelerin sayısının arttırılması kovan başına bal veriminin arttırılması açısından önemlidir. Yeni üretim planlamaları yapılarak etkin kovan yönetimi ve kaynak kullanımı sağlanmalıdır. Bal üretiminin yanında diğer arı ürünleri üretiminin ve ticaretinin yapılması, bal veriminde yaşanacak olası düşüşle oluşacak riskleri azaltacak ve üreticilerin zarara uğramalarını önleyecektir. Ana arı yetiştiremeyen ya da yetiştirmeyen üreticilere yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Bu durum doğrudan olmasa bile dolaylı olarak bal verimini artıracaktır. Tüm sektörlerde olduğu gibi arıcılık faaliyeti içerisinde üretim ve pazarlama konusunda örgütlü üretim modeline geçiş son derece önemlidir. Bu modele geçişle hem bal üretiminde ve kalitesinde standardizasyon sağlanacak hem de pazarda üreticiler güç kazanacaktır. Türkiye’nin kırsal ekonomik koşulları ve sahip olduğu ekolojik zenginlik düşünüldüğünde sürdürülebilir. Örgütlü ve bilinçli arıcılığın mutlaka yaygınlaşıp geliştirilmesi gerekmektedir.”

(Haber Merkezi)


Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.