AK Parti’nin Şanlıurfa milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba’nın partisinden ve milletvekilliğinden istifası büyük yankı uyandırdı. Uzun zamandan beri istifa konusu tartışılıyordu.
Tartışmayı fitillendiren heyecanlandıran konu, seçime gidilirken iktidar partisinden acaba başka istifalar olabilir mi? endişesi hakim ve 6'lı masayı bayağa heyecan tutmuşa benziyor.
Ahmet Eşref Fakıbaba’nın istifası neden ülkemizde heyecan yarattı. Bir Fakıbaba gider bir Fakıbaba geri gelir, değişen hiç bir şey yok ve olamazda. AK Parti iktidarını çekemeyen muhalefet, 2023 seçimlerinde "sınıfta" kalacakları muhakkaktır. Muhalif partili yandaşları "ateş sancıları" tuttu. AK Partide, daha çok istifa olabilir mi? endişeleri uçtan uca uzayarak gidiyor!
Ahmet Eşref Fakıbaba, tecrubeli bir bürokrat olabilir, Şanlıurfada halk tarafından sevilen bir kimliğe sahip olduğunu biliyorum, halk ona sevdalı, daha önce bağımsız aday oldu ve ezici çoğunlukta oy almıştı.
Zaman o zaman değil, seçimlerde göreceğiz ne kadar oy alacağı belli olacak. Fakıbaba, İyi Parti'ye katıldı ve İYİ Parti rozetini Meral Akşener tarafından yakasına takıldı.
Peki! bundan sonra ne olacak, AK Parti'de istifalar olacak mı? Olabilir.
Evet olabilir, neden biliyormusunuz? Küskünler var, bir daha aday olamayacaklarını ve bir daha meclise giremeğeceklerini bilenler, başka Partide arayış içinde olabilirler ve olacaklar da.
Siyaset "Virüs" gibidir, tedbir alınması söz konusudur, anladınız değil mi?
Ondan dolayı, AK Parti'de yer alamayacaklarını anlarlarsa, Parti arayışına girecekleri muhakkaktır.
Önce şunun bilinmesinde yarar görmekteyim. Milletvekillerinin partilerinden ayrılması göründüğü kadar kolay bir iş değildir. İktidar partilerinden ayrılmak daha da zordur.
Özellikle de AK Parti’den ayrılmayı zorlaştıran farklı sebepler olduğunu biliyormuydunuz?
AK Parti iktidarda bulunduğu 20 yıl içerisinde her seçimde Meclis kadrosunu kısmen değiştirerek ve iyi hizmet yapabilmeleri için bugünlere geldiğini, pekala iyi biliyoruz. AK Parti'de seçilemeğen milletvekillerin, devletin çeşitli kademelerinde bulunan insanlar görev yapmakta olduğu âşikardır.
Küliyede danışman, bakanlıklarda bakan yardımcısı, üniversitelerde rektör ve dekan olanlar yanında, dışişleri bakanlığının diplomat olmadığı halde çeşitli ülkelere büyükelçi olarak gönderdiği isimlerin neredeyse tamamı ise; eski AK Parti milletvekili olduklarını da biliyoruz, hangi siyasi parti lideri olsa, aynısını yapar degil mi? aksi asla düşünülemez!
İş dünyasından, AK Parti’de siyaset yapan ve milletvekili seçilen şahıslar, siyasette kazandıkları deneyimlerini ve çevrelerini değerlendirme imkanını fazlasıyla bulabiliyorlar ve büyük bir çevreyede sahip olduğunu söylemekte yarar görmekteyim.
Eski AK Parti milletvekillerinden bazıları ise; başka partilere geçerek, siyasi hayatlarını sürdürüyorlar, mecliste yerlerini alıyorlar.
AK Parti’de vaktiyle önemli bakanlıklarda bulunmuş Ali Babacan ve başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu’nun siyasi hayatta yollarını kurdukları yeni partilerde devam ettirdikleri bir gerçek; ancak bir gerçek daha var ki, onların eski partilerine yönelttikleri eleştiriler şimdi birlikte hareket ettikleri muhalif çevrelerin medyadaki destekçileri tarafından takdir görmüyor ve göremezde.
Gelecek Partisini kurarak Genel Başkanı olan Ahmet Davutoğlu'nun bir sözü hafızamdan gittmiyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında verdiği sözlerden birisi ise; bizim birlikteliğimiz, "Mezara" kadardır diğen Davutoğlu, şimdi ise 6'lı masanın üyesi, başka ne diyebilirim ki?
Iki buçuk yıldan fazladır, kamuoyu yoklamalarında, AK Parti oylarının azalmaya yüz tuttuğunu ve ‘kararsızlar’ kitlesinin kalabalıklaştığını görmek, muhalefet cephesinde yer alanlar ile destekçileri olan medyanın heveslerini körüklüyor; ancak o kitlenin neden ‘kararsız’ kaldığını anlama çabasına girdikleri görülmüyor.
AK Parti'yi neden desteklemediklerini sorduğumda; hükümet bizleri bitirdi, zam üstüne zam, halkı bitirme noktasına getirdi, tarlaları ektiğimizde, aldığımız tohumları, gübreleri ve mazota harcadığımız paralarının yarısını bile alamıyoruz! Yani kısacası, kazanamıyoruz, çiftçi ektiğini alamıyor, alın teri heba olmuşa benziyor.
Dedim ya; sürekli İl İl geziyorum ve hala dışardayım, köylere ve diğer şehirlerdeki tatlalara baktığımda hiç bir tarlayı boş görmedim ve hepsi sürülmüş ve hala tarlalarda çalışan traktörlerin çalıştıklarını gözlemledim.
Peki bu masıl bir konuşma ve neden çalışmalarına rağmen zarar ediyorlar, ben şahsen Araştırmacı Gazeteci Yazar olarak anlamakta zorluk çekiyorum.
Madem zarar ediyorsunuz neden tarlaları ekiyorsunuz, sorusu aklımdan çıkmıyor.
AK Parti hükümetine soruyorum? Madem çiftçiler el emeği ve göz nuruyla, ekilen tarlardan verim alamıyorlar, peki; madem ögle ise, "Destekleme paralarını" kesiniz, neden ödüyorsunuz ki, tarlalarını ekende alıyor, ekmeğen de, tapularını göstererek alıyor, o halde haketmediklerine vermeğin, iyi araştırarak desteklemeği ödeyiğiniz. Haramdır, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeğiniz, yazıktır günahtır vebaldir.
Hak edilemeyen kazanç helal değildir, haramdır!
Ülkemizde konuşulan konulardan en önemli olan konuşmalardan anlaşılan, acaba AK Parti'den istifalar çoğalır mı? Soruları dilden dile dolaşıyor, dolaşsın bakalım.
Ülkemizin Necip insanları çalışan hükümeti görüyor, bir daha geri dönmek istemiyor, çocuklarının aydınlık geleceklerini karatmak istemiyor, demek ki, seçimde yine tercihlerini "EVET" ten yana kullanacaklardır, demedi demeğin olur mu?
|
||
|