“TOPRAĞININ HAKKINDAN GELEMEYEN ÜLKELER KÖLE OLUR”
Hayat pahalılığının her geçen gün arttığı bu dönemde, üretim daha çok önem kazandı. Yerli üretimin arttırılması için 4 yıl önce çalışmalara başlayan Cuma Karaarslan, milyonlarca tohum sayısına ulaşarak, üretime devam ediyor.
4 yıl önce Avusturalya Büyükelçiliği tarafından desteklenen proje kapsamında yerli Guldar Domatesi’ni yaygınlaştırmak için üretime başlayan Karaarslan, sonraki yıllarda domates ile birlikte salatalık, biber, çilek ve kapya üretimine de başladı.
Aşağı Çarşı’da kurdukları serada, ilk tohumları toprakla buluşturan Karaarslan, yerli üretiminin önemine vurgu yapıyor.
Geçmiş yıllarda yerli tohuma getirilen yasakla büyük yanlışlıklar yapıldığını ifade eden Karaarslan, “Bu dış güçler, yerli tohumu yasaklayıp kendi endüstrileriyle, çok uluslu firmalar aracılığıyla yasaları bizim parlamentolardan geçire geçire önce bize kötü gösterdiler. “Beslenemezsiniz, bu tohum sizi beslemez, bu toprak sizi beslemez” dediler.
Ardından türküler yakmışlar, “Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman” diye. Oradan beridir mahvolmuşuz. Özellikle Türkiye’de bunu parayla sanatçılara yaptırmışlar” dedi.
-YERLİ ÜRÜNLERE RAĞBET YOK-
Yerli üretime yeterince rağbetin olmadığını ifade eden Karaarslan, şunları söyledi: “Birçok insan markete gittiğinde artık ürünlerin şekline bakıyor. Dışarıdan gelen ürünlerin o tek tip yapısına alışmışlar. Dolayısıyla böyle yamuk yumuk çıkan doğal değerli ürünler yeterince ilgi görmüyor.
Mesela basma fistanı kötüleyen neslin çocuklar nasıl olabilir.”
Dört yıl önce çocuklara yerli tohumu anlatmakla üretime başladığını belirten Karaarslan, “İlk yıllarda yaklaşık 10 okulda çocuklara tohum ektirme, çoğaltma, tohum aldırma ile başladık. Salça yapmayı öğrettik. Pandemiye kadar bunu sürdürdük. Pandemi sürecinde oluşabilecek kalabalık ortamlar nedeniyle bu işin çocuklarla olmayacağını düşünerek tek yapmaya devam ettim.
Geçen yıl 300’den fazla aileye ücretsiz fide dağıttık. Bu yıl da fide dağıtma hedefimiz olacak ancak ücretsiz olmayacak. Ücretli olunca daha çok kıymetini biliyorlar” diye konuştu.
-ÜRÜN SAYISI ARTTI-
Yerli üretimde domates tohumuyla sınırlı kalmadıklarını belirten Karaarslan, bu yıl domates, biber, patlıcan, salatalık ve altın çilek üreteceklerini söyledi.
Karaarslan, “Domatesimiz, biberimiz ve patlıcanımız tamamen Bingöl’ün yerli üretimi oldu. Domates zaten ana ürünümüzdü. Eğer imkan verilirse, boş arazi bırakmamak koşuluyla Bingöl’de ekip Türkiye’yi besleyebiliriz. Elazığ’da üretip bir başka ülkeye gönderebilirim, Konya’da üretip birkaç ülkeye daha yetebilirim. Bunun iddiasındayım. Dal eksen yeşerecek ülkeden bahsediyoruz. Eskiden paramızla kaliteli ürün arayıp yiyorduk, şimdi pahalı olduğu için ne bulsak yiyoruz. Yağda markaya mı bakıyoruz? Toprağının hakkından gelemeyen, tarımının hakkından gelemeyen ülkeler köle olur, yok olurlar. Yerli tohumla toprağını hor gören bağımlı olur.” dedi.