TGK 22. BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI VİDEO KONFERANS İLE YAPILDI

Türkiye genelinde 9 gazeteciler federasyonu ile 67 gazeteciler cemiyeti başkan ve temsilcisinin katıldığı TGK Başkanlar Kurulu toplantısında, basın/medya sektöründeki son gelişmeler, koronavirüsün sektöre etkileri, gazetecilerin yıpranma hakkı, gazetelerin dağıtım sorunu ile diğer sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı.

TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı Başkanlığında yapılan toplantı sonrasında yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

KORONAVİRÜS MEDYA’YI ETKİLEDİ

“Koronavirüs salgınının olumsuz etkileri medya sektöründe yoğun olarak yaşandı. Bugüne kadar 23 meslektaşımız koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirirken, ekonomik zorluklar çok sayıda medya kuruluşunu kapanma noktasına getirdi.

Yerel basın balta olmak üzere tüm yayın organlarının ilan ve reklam gelirleri, kelimenin tam anlamıyla durdu. Basılı gazetelerin tiraj gelirleri de yüzde 60 ile yüzde 80’lere varan oranlarda geriledi.

Bu süreçte firmalar reklamları durdururken, Basın İlan Kurumu üzerinden alınan resmi ilanlar da, icra ve ihale ilanlarının yayınlanmaması sonucu azaldı. İlan, reklam ve tiraj gelirlerinden mahrum kalan medya kuruluşları, basın çalışanlarının maaşlarıyla, zorunlu giderlerini ödeyemeyecek duruma geldi.

İlk aşamada uyulamaya konan “kısa çalışma ödeneği” ile Basın İlan Kurumu tarafından sağlanan imkânlar basın kuruluşlarımız için can suyu oldu. Ancak bu destekler de yetersiz kaldı.

KRİZDEN ÇIKMAK İÇİN  “ÇÖZÜM ÖNERİLERİ”

-Öncelikle, halkın haber alma özgürlüğü adına sahada fedakârca görev yapan meslektaşlarımız sağlık çalışanlarının ardından “öncellikli aşı yapılacak meslek gruplarına” dâhil edilmelidir.

-Medya sektörü (gazete, televizyon, radyo ve kurumsal internet haber siteleri) için “HİBE ve KREDİ” verilmelidir. Medya kuruluşlarına banka sicil durumuna bakılmaksızın yüzde 50’si hibe, yüzde 50’si faizsiz kredi olmak üzere maddi kaynak sağlanmalıdır.

-Medya kuruluşlarının birikmiş SGK ile diğer vergilerinde indirim yapılıp, kalan borç taksitlendirilmelidir.  

-Basın kartı sahiplerine ve diğer basın çalışanlarına Basın İlan Kurumu aracılığıyla verilen faizsiz kredi miktarı arttırılmalıdır.

-Televizyon kuruluşlarından alınan uydu bedellerinde indirim yapılarak taksitlendirilmeli, RTÜK payları bir süre alınmamalıdır.  Uydu bedelleri halen ABD Doları üzerinden tahsil edilmektedir. Ücretlendirme Türk Lirası üzerinden yapılmalıdır.

-Yerel basın kuruluşları, belediyeler ve kamu kurumları tarafından “eşit ve adil” bir sistemle, ilan ve reklamlarla desteklenmelidir. THY, Vakıfbank, Ziraat bankası ve kamu ilanları yerel medyaya yönlendirilmeli, ayrıca bakanlıklar ücretli Kamu Spotu ve Zorunlu Yayın desteği vermelidir.

-Basın İlan Kurumu’nca gazetelere ödenen ilan bedellerinin defaten ödeme sınırı 25 bin TL’ye çıkarılmalıdır.

-Devlet Kurumu olan Anadolu Ajansı, abonelik konusunda yerel basına destek olmalı, abonelik bedelleri düşürülerek taksit yapılmalıdır.

GAZETECİLİK MESLEK YASASI

Türk basını, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na ihtiyaç duymaktadır.

Bir yasa olmadığı için ülkemizde dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabiliyor.  Basın kuruluşları, hatta hiçbir kaydı olmayan internet haber siteleri, yoldan geçen herhangi birini, eline bir fotoğraf makinesi vererek istihdam edebiliyor. Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getiriyor. Daha da üzücüsü habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılabiliyor. Ve ne yazık ki bu insanları basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme bulunmuyor.

Gazetecilik mesleğinde bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Basın Birliği Yasası”nın, teknolojik gelişmeler de göz önüne alınarak günümüz koşullarına uygun olarak yeniden çıkarılmalıdır.

Siyasetçilerin, bürokratların, hukukçuların ve basın meslek kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla çalışma grupları oluşturularak Gazetecilik Meslek Yasası ülkemize kazandırılabilir.

GAZETECİLERİN YIPRANMA HAKKI

Gazetecilerin, 1961 yılında verdikleri büyük mücadele sonucu 212 Sayılı Kanunla kazandıkları haklar, aradan geçen süreçte ne yazık ki bir bir erimektedir.

Son olarak; Anayasa Mahkemesinin “basın çalışanlarının yıpranma hakkına ilişkin” aldığı kararın ardından, yasama organının gazetecilerin fiili hizmet süresi zammından yararlanabilmesi için yaptığı “kanuni” düzenleme yine yetersiz kaldı. Son düzenleme sadece Basın Kartı sahibi gazetecilere yıpranma hakkı tanırken, 212 sayılı yasa kapsamında çalışan diğer basın çalışanları kapsam dışında bırakılmıştır.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak beklentimiz; gazetecilik mesleğinin basın kartı sahibi koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehlikeli bir iş olarak kabul edilmesi, 212 sayılı yasaya tabi görev yapan gazetecilerin anayasal sosyal güvenlik hakkının sonucu olan fiili hizmet süresi zammının kanuni düzenleme yapılarak geri verilmesidir.

GAZETELERİN DAĞITIM SORUNU

Gazetelerin bayilere ulaşmasını sağlayan iki ana dağıtım firmasından birinin kapanması ile tek dağıtım firması “tekel” konumunda kaldı.

Bu süreçte dağıtım komisyonu dışında ‘hizmet bedeli’ adı altında çeşitli miktarlarda para alınmakta, yayın yeri dışında basılan gazetelerin yayın yerlerine taşınması konusunda da astronomik ücretler talep edilmektedir. Pandemi döneminde dönüşümlü yayın söz konusu olduğu halde tam ay yayını üzerinden ücretler alındığı da yine konfederasyonumuza şikâyet olarak ulaşmıştır.

Dağıtım firmasına; rekabetsiz ortamda tek taraflı ve gazetelerimizi zorda bırakan bu uygulamalarını gözden geçirmesi ve vazgeçmesi çağrısında bulunuyoruz. Konfederasyonumuz meslektaşlarımızın halen karşı karşıya olduğu dağıtım sorunun çözümüne dönük gerekli görüşmeleri yapacak, gerekirse Ticaret Bakanlığı Rekabet Kurumu mevzuatı açısından da konuyu takip edecektir.”