"Çözüm İsrail'in 67 sınırlarına çekilmesidir"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına ilişkin, "Bir taraftan bu gerilime, ateşe, benzinle yaklaşanlar, gerilimi tırmandıranlar ve tek yönlü yaklaşanlar var. Bir taraftan da bölgenin en tecrübeli ve dirayetli lideri olarak Sayın Cumhurbaşkanı'mızın basiretli bir yaklaşımı var." dedi.

İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına değinen Yılmaz, bölgede birtakım gerilimlerin, endişe verici hadiselerin yaşandığını ifade etti.

 

Bu konuda yaşadıkları üzüntüyü dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti: "Özellikle Filistinli kardeşlerimizle ilgili yaşananlar, işgal edilmiş bölgelerdeki hadiseler hepimiz için son derece üzüntü verici. Bunun da en kısa sürede ortadan kalkmasını temenni ediyorum. Bir taraftan bu gerilime, ateşe, benzinle yaklaşanlar, gerilimi tırmandıranlar ve tek yönlü yaklaşanlar var. Bir taraftan da bölgenin en tecrübeli ve dirayetli lideri olarak Sayın Cumhurbaşkanı'mızın basiretli bir yaklaşımı var. Gerilimi düşürmeye ve insani olarak o hadiseye bakmaya dönük, diplomasinin yine tüm kanallarını devreye sokarak barış, huzur sağlamaya dönük yaklaşımı var. İnşallah bu galip gelecektir. Uzun vadedeyse buradaki sorunun çözümü çok açık ve nettir; 67 sınırlarına çekilmesi İsrail'in ve iki devletli bir yapının oluşması. Başkenti Kudüs olan, Doğu Kudüs olan Filistin Devleti'nin kendi ayakları üstünde durur bir şekilde hayata geçmesi bu işin köklü çözümüdür. Ümit ediyoruz ki aklıselimle bu yönde ilerlenir."

 

Bütün uluslararası camianın da buna destek vermesi gerektiğini aktaran Yılmaz, şöyle devam etti: "Bugün itibarıyla Türkiye, insani yardım konusunda da çalışmalarını başlatmış durumda. Bazı insani yardım malzemesi taşıyan uçaklarımız Mısır'a bugün ulaştı. Dışişleri Bakanı'mız da Mısır'da. Bu çalışmalarımızda aralıksız devam edecek. Yine bölgedeki ülkeler başta olmak üzere uluslararası camiayla da iş birliği içinde, istişare içinde insani desteğimizi de sürdürmeye devam edeceğiz. Bu bölgede barış ve huzur oluştuğu zaman aslında bölgedeki tüm toplumlar için, tüm devletler için refah oluşacaktır. Kafkaslar için de bu böyle, Balkanlar için de böyle, Orta Doğu için de böyle. Bu anlamda Türkiye'nin bütün bölgesinde huzuru, güveni oluşturmak için bir gayret içinde olduğunu tekrar ifade etmek isterim."