“BİRÇOK CANLININ YAŞAM ALANI YOK OLDU”

Genç ilçesine bağlı Güzeldere, Çamlıyurt, Döşşekkaya, Soğukpınar ve Dedebağı köylerinde çıkan yangın bölgesinde baro başkanlığınca incelemelerde bulunulduğu belirtilen açıklamada, “Yaptığımız izlenimlere göre, arazi yapısından dolayı yangına karadan müdahalenin çok mümkün olmadığı, karadan gerçekleşen müdahalelerin yetersiz kaldığı, havadan müdahale edilmesi gerektiğidir. Havadan yapılan müdahale için daha fazla sayıda hava aracının zamanında olay mahalline sevk edilmediği, yangının sebebinin halen bilinmediği sadece duyumlardan ibaret bir bilgi kirliliğinin mevcut olduğu, yetkili ve görevli personel ile yapmış olduğumuz şifahi görüşmelerde yaklaşık 10-15 bin hektarlık alanın yangından etkilendiği, yerleşim alanlarının ise kısmen zarar gördüğü, yangının maalesef sadece ormanı değil aynı zamanda birçok canlının da yaşam alanını yok ettiği, birçok hayvanın yanarak can verdiğidir. Orman yangınlarının tamamen sonlandırılmasının mümkün olmadığının bilincinde olmakla beraber bu yangınların en aza indirgenmesi için yeterli ve samimi önlemlerin derhal alınması gerekmektedir. Baro olarak yapmamız gerekenin yangının akıbetinin ne olduğu, kaç helikopter müdahale etti, kaç personel sevk edildi sorusundan çok yangınların çıkış sebebinin ve varsa bir ihmalin sorumlularını ortaya çıkarmak olduğunun bilincinde ve farkındayız. Ancak kaç gündür Bingöl halkının ısrarla sormuş olduğu şu soruyu bizde sormak isteriz; daha yeni kontrol altına alınan Marmaris bölgesinde çıkan ve daha az alanı etkisi altına alan yangına 10 dakika içinde 7 helikopter ile müdahale edilirken Bingöl'deki bir yangına ancak 4. günde ikinci helikopter gönderilmesinin sebebi nedir? Daha önce de dediğimiz gibi ‘ormanlar ve içindeki canlılar ne doğuya aittir ne de batıya, onlar tüm dünyaya aittir’” denildi.

Yetersiz ekipman ve ciddiyetsiz tavırlarla gecikmeli olarak söndürme faaliyeti başlatıldığı yönünde kamuoyunda ciddi bir kanının mevcut olduğu ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Bingöl Barosu olarak bu soruların ve şüphelerin ortadan kalkması adına gerekli girişimlerde bulunacağımızdan kamuoyunun şüphesi olmasın. Bu bildiri ve basın açıklamamızdan sonra temennimiz yetkili kurum ve kuruluşlardan tatmin edici cevap ve açıklamaların gelmesidir.

Bölgeye yönelik son yıllarda başlatılan adeta bir işgale dönüşmüş olan HES projelerinin doğada yarattığı işgal ve katliam yetmezmiş gibi bu gibi orman yangınları ile adeta bölge yaşam için kullanılamaz halle getirilmektedir. Yine diyoruz bu güzel doğayı katlederek sözde güvenlik mücadelesi vereceğini düşünen zihniyet, bunun başarı için bir yol olduğunu düşünüyorlarsa "HAYIR" bu gidişat sadece bir ÇÖL yaratacaktır.

Özetle söylemek isteriz ki; Ormanlar ekolojik dengenin temelidir. Ormanlar temiz su ,oksijen ve özünde yaşam kaynağıdır. Yanan orman değildir CİĞERİMİZDİR.”