“BİNGÖL AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİ”

Meclis genel kurulunda konuşan HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti Bingöl Milletvekillerine seslenerek Bingöl’ün afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’de deprem denince akla gelen ilk ilin Bingöl olduğunu ifade eden Aydemir, “özellikle, Cumhur İttifakını oluşturan AKP-MHP iktidarına Bingöl halkı adına şu soruyu sormak istiyorum: Türkiye’de “deprem” denince akla ilk gelen ilin ismi nedir? Akla ilk gelen ilin ismi Bingöl’dür Sayın Meclis. Yaklaşık 20 günden beridir Bingöl halkı bütün sivil toplum kuruluşları ile MHP’lisi, AKP’lisi, HDP’lisi, CHP’lisi yani bir bütün olarak Bingöl halkı Bingöl’ün afet alanı, afet bölgesi ilan edilmesi için çağrılarda bulunmakta. Bu çağrıları bir kez de mecliste iktidar partisinin milletvekili olan Cevdet Yılmaz, iktidar partisinin milletvekili olan Feyzi Berdibek ve iktidarı yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Bingöl halkı adına talepte bulunuyorum: Bingöl bir an önce afet bölgesi ilan edilmelidir. Neden ilan edilmelidir? Bakın, Kuzey Anadolu Fay Hattı ile Doğu Anadolu Fay Hattı’nın başlangıç noktası, kesişme noktası Bingöl ilimizdir ve Bingöl ilimiz bu 2 deprem fay hattının üzerinde kuruludur. Bingöl ilimizin kurulmuş olduğu arazinin altından deprem fay hatları geçmektedir. Bir an önce Türkiye’nin en riskli deprem bölgesi olan Bingöl ilimizin afet bölgesi ilan edilmesi gerekir. Buradan şu soruları da sormak gerekiyor: Deprem öncesi Bingöl ilinde yapılması gereken çalışmalardan hangisi yapılmıştır? Özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim İl Müdürlüğü, Afet İl Müdürlüğü kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmiş midir?” diye konuştu.
DEPREME HAZIRLIKLI MIYIZ?
“Bingöl depreme hazırlıklı mıdır?” diye soran Aydemir, şunları söyledi: “Buradan soruyoruz: Deprem olması hâlinde Bingöl’de Afet İl Müdürlüğünün, Vilayetin veya Belediye Başkanlığının bir deposu bulunmakta mıdır? Bu depoda deprem olması hâlinde çadır stoku var mıdır, yiyecek, kuru gıda stoku var mıdır, içecek su stoku var mıdır? Enkaz arama ve kurtarma çalışmaları için vinç var mıdır, greyder var mıdır, hilti var mıdır? Eğer varsa bunların adedi kaçtır? Yine bu depremde kul olmak üzere balyoz var mıdır, kaç adettir? Çekiç var mıdır, murç var mıdır? Demir kesme veya eritmek için oksijen tüpleri, kaynak makineleri var mıdır? İşte bütün bu soruların iktidar tarafından cevaplanması gerekmektedir.”
-2003 DEPREMİNİ HATIRLATTI-
Aydemir, 2003 depreminde yıkılan Çeltiksuyu okulunun fotoğrafını meclis genel kurulunda göstererek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Evet, Sayın Bingöl halkı, 1 Mayıs 2003 Bingöl’de yaşanan 6,4 şiddetindeki depremde Bingöl Çetliksuyu “Kadı Madrak” köyünde bulunan ilköğretim pansiyonu aynen bu hâle geldi. Bakın, enkaz kadayıf hâline geldi ve bu enkazda 87 çocuğumuzu, 87 öğrencimizi yitirdik, canlarını verdiler. İşte bu vakaların yeniden yaşanmaması için iktidar partisini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı göreve davet ediyoruz. 2003 tarihinde Erdoğan bu enkazın başına gelip şunları söyledi, ne dedi biliyor musunuz? Dedi ki: “Bunun sorumlusu siyaset, müteahhit, bürokrat, hırsız üçgenidir.” Burada tedbirler alınmadığı için, önlemler alınmadığı için bu pansiyonda 87 öğrencimiz canını verdi. İşte, buna benzer yaşamını yitirecek çocukların olmaması için -Bingöl’de yaşanacak olan depremin eli kulağında- sizi tedbir almaya çağırıyoruz. Bütün vebali ve suçlusu AKP iktidarı olacak.”
-KIZILAY’IN ÇADIR SATMASI-
Aydemir, Kızılay’ın çadır satması ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Evet, sayın Meclis, bakın, Kızılay Başkanı Kerem Kınık’la ilgili bazı şeyleri okuyacağım, yanlışsa düzeltin. Maaşı 300 bin TL, huzur hakkı 198 bin TL, sorgusuz harcama yetkisi 5 milyon TL, boğaz-yalı ofis kirası 228 bin lira, makam aracı Audi; deprem sırasında başarı oranı kocaman sıfır. Depremden sonra ne yaptı?
Halkın kanını sattı, halkın çadırlarını sattı, halkın gıdasını sattı. Alın, alın, sizin Kızılay’ınız. İşte, Kızılay nasıl yönetiliyorsa bu Türkiye devleti de Erdoğan tarafından aynen böyle yönetiliyor. Prototipi Nurdağı Belediyesidir.
Nurdağı nasıl yönetiliyorsa siyasetçi, müteahhit, bürokrat arasındaki hırsızlık şebekesiyle işte, AKP’nin özeti budur.”