Reklamı Geç
YAZARLAR
AYDIN'IN ŞAFAĞI
Hasan TOSUN
19 Kasım 2025 - Çarşamba 10:04
511 defa okunmuş.

Bu yazı, bir çocuğun nefesi için kendi nefesini bırakan, Murat Suyu'nun karanlığına inip bir ışık gibi yükselen Aydın Tutkal’ın hatırasına ithafen yazılmıştır. .

"Bir çocuğun hayatına, kendini feda eden adamın ölümsüz Aydın'ı/lığı doğar.”

Karanlık çöktü Genç’in dağlarına,

Solhan’ın üstünde bir taş titredi içten içe,

Yüzyıllık bir sır, gecenin kulaklarına söylendi.

Bir isim uyandı taşın altından: Aydın.

Benim adım mıydı, yoksa benden önce yürüyen gölgemin mi?

Kiğı’nın sarp kayaları dile geldi:

“Gel,” dedi, “Gece gitti. Acısı kaldı geriye."Dedi. 

Ses benden değildi, bana aitti.

Kaybolmuş çocukluğumun Yüzen Ada’nın kıyısında bıraktığı çığlık geri döndü…

Fakat dönen ben değildim, geleceğimdi.

Karlıova’nın kör suyuna eğildim.

Zaman, suyun önünde diz çöktü.

Suyun altında üç işaret belirdi:

Mavi bir çizgi:

Çapakçur Çayı’nın geciken umutlarını taşıyan ince damar.

Kırık bir taş:

Yayladere’nin patikalarında kanayan dizimin hâlâ sıcak izi çocukluğumun.

Tek göz:

Sülbüs Dağı’nın bana hiç göz kırpmadan bakan kaderi.

Su söylendi ardı sıra:

“Herkes kendinden kaçar… herkes kendine döner.” Dedi. 

Kaçtım.

Kendimden değil, zamandan.

Sonra döndüm; şehir beni çağırmıyordu, hüznümü yaşıyordu artık. 

Kül Çocuk indi şehre.

Benim içimde doğmuş, benimle yanmamış bir çocuk.

Ellerinde Adaklı’nın havasından aldığı solgun bir papatya, avucunda yeniden doğuşun tohumu.

Yaşlı bir kadın ünledi Murat Suyu’nun kıyısında:

“Bu kim diye… Gözleri dert yüklü…” Dedi. 

Kül Çocuk sustu.

Suskunluğunda kaderim büyüyordu.

Bingöl’ün gecesi kara bir kalp gibi atıyordu.

Kimse söylemezdi bunu, herkes duyardı:

Dup… Dup… Dup

Karanlık korku değildi burada.

Kiğı’nın derinliği,

Yayladere’nin sabrı,

Adaklı’nın sızısıydı.

Ve ben…

Bir yanım yara,

bir yanım ateş,

bir yanım gölge,

bir yanım dua ile...

Şehrin kalbiyle aynı ritimde, aynı sızıyla yürüyordum.

Dağın tepesinde ışık oldum. 

Sülbüs’ün sessizliği beni taştan bir beşik gibi sardı.

Sonra bir cümle düştü gökyüzünden:

“Aydın… artık eski Aydın değilsin.”Dedi.

Murat Suyu bana yeni bir isim verdi: Kahraman Aydın.

Hem içimdeki tufan, hem yokluğumun içinden doğan yeni yaşam. 

O gün anladım:

Bu şehir beni büyütmedi,
İsmimi yazdı.

Kiğı’nın taşlarına,

Solhan’ın ayazına,

Yüzen Ada’nın suya değmeyen toprağına kazıdı.

Gece kapandı.

Şehir sustu.

Bir tek evin ışığı sönmedi:

Benim içimdeki ev.

Kaybettiklerim oradaydı,

sustuklarım oradaydı,

bulduğumu sandıklarım oradaydı.

Şehir son kez konuştu:

“Gittin… ama her şeyi geri getirdin. Sevgiyi, insanlığı, erdemi, fedakarlığı." Dedi. 

Eski kapı kapandı, yeni kapı elimde kaldı. 

Ben artık ben değildim.

Bir yürüyen destan oldum.

Bingöl’ün karanlık ışığında yanan bir meşale.

Ve sabah 05.00'da.

Dağların ardından ilk ışık doğdu.

Halk o ışığa şöyle dedi:

“Aydın’ın şafağı.”

Ve ben,

ilk kez kendi şafağıma baktım, düş gibi, dua gibi,

Murat Suyu’nun soğukluğunda kaderin beni unuttuğu o ince vakitte.

Ve kaderin benim için yazdığı son satır eklendi:

"Bingöl’ün Genç İlçe'sindeki Murat Nehri'nde
bir çocuğu kurtardıktan sonra akıntıya kapılıp kaybolan Aydın Tutkal’ın bedeni bulundu."
          
.

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

BİR HAMLEDE BÜYÜMEK
300
BİR ÖĞRETMENİN AYAK İZİ O ÜLKENİN GELECEĞİDİR
811
BİNGÖL OVASI'NDA YÜKSELEN IŞIK
576
DOĞAYLA YENİDEN KONUŞMAK
627
O’NUN YANLIZLIĞI
697
ŞELALENİN DÜŞÜŞÜ KADAR GÜR, GÖYNÜK SUYU KADAR DERİN
585
GÖLÜN AYNASINDA ZAMAN
558
GÖLGE NE KADAR UZUNSA, IŞIK HEP GEÇ KALIR
667
SESİMİ DUYAN VAR MI?
528
KİĞI'NIN KADERİNE DOKUNAN HİKMETLİ EL
636
Bingöl ve 7 Kardeşi
698
Ali ATAMIŞ'IN ARDINDAN - SESSİZCE GİDEN BİR IŞIK
855
TEMİZ SUYA ERİŞİM, İNSAN OLMANIN ASGARİ ŞARTIDIR
617
VİCDAN ve MERHAMET HERKESE NASİP OLMAZ
655
Aynalara Bakalım
768
SEÇİLMEK BİR ÇOĞUMUZUN YÜREĞİNDE BİR UKDE OLARAK KALDI
836
ÇOK UZAKTA ÇOK YAKINSIN
783
MUHTAR, MAHALLENİN GÖREN GÖZÜ, DUYAN KULAĞI, KONUŞAN SESİDİR.
2214
VASİYETNAME - ÖĞÜT -
1958
YEĞLEMEK
1881
GERÇEK İYİLİK , YARDIM EDİLENİ MİNNET ALTINDA BIRAKMAYAN İYİLİKTİR.
7593
UNUTMUŞTUK SİZLERİ, BİZLERİ BIRAKIP GİTTİĞİNİZİ
3864
BİNGÖL GELECEK NESİLE BORCUNU ÖDEMEKLE MÜKELLEFTİR.
4408
AYNI YERDE DURUYORUZ UNUTMA,HATIRLA.
5035
MEBUS OLMAK İSTİYORUM.
5070
YÖNETİŞİM
4357
KIRILAN YÜREĞİMİZİN ve BENLİĞİMİZİN FAYLARI AYNI ZAMANDA.
5217
TEMİZ BİNGÖL BİZİM ELLERİMİZDE
10256
BİNGÖL'DE SATRANÇ
7732
SÖZÜN DEĞERİ
7271
BİR GÖÇ DAHA NOKTASI (.) OLMAYAN "ÇOK UZAKTA ÇOK YAKINSIN"
7275
KARER YAYLASI
7887
KARA MAHMUT
7813
KİĞI'YA DAİR
8198
AYNI YERDE DURUYORUZ
8018
A KUŞAĞI
8136
Çapakçur' dan Bingöl 'e
9288
BİZİ YÖNETENLER VE ÇALIŞANLARA DAİR
12267
SEVGİLİ KIZIM DOĞA SU
12070